REKLAMLARIM

17 Eylül 2008 Çarşamba

Botox'un bilinmeyen uygulama alanları... kızımada uygulanan yöntem


Botox’un etki mekanizması nedir?

Botox kas içine enjekte edildiğinde o kas veya kas gruplarının sinirlerini geçici olarak devre dışı bırakıp istemsiz hareketleri ve aşırı kasılmayı ortadan kaldırır. Sözü edilen geçici etki 3-4 ay kadar sürer ve bu süre sonunda kasılmalar tekrar başlayabilir. Bu nedenle enjeksiyonları tekrarlamak gereklidir. Bazı uygulama alanlarında etki daha uzun sürebilir [örneğin kozmetik amaçlı uygulamalar ve hiperhidroziste (aşırı terleme) ]. Botox nin uygulama alanlarından aşağıda söz edilecektir.



UYGULAMA ALANLARI :

1. Distoni

Distoni istemsiz , süregen, bükücü, döndürücü nitelikte kas kasılmalarıyla karakterize, tekrarlayan istem dışı hareketlere neden olan, geçici ya da kalıcı anormal postürlere yol açan hareket bozukluğudur. Hareket sisteminin hastalığıdır, beynin daha çok derin yapılarını tutan hastalıklarda görülür. Bazı hastalıklara eşlik edebileceği gibi (örn. Parkinson Hastalığı), tek başına bir hastalık olarak da ortaya çıkabilir. Her yaşta görülebilir. Özellikle ilk dekadlarda ve 40 yaşın üstünde daha sık görülür. Distoni özellikle hastalığın başlangıcında, tutulan vücut bölgesi istemli olarak kullanıldığında ortaya çıkar veya belirgin hale gelir. Diğer bir vücut bölgesinin istemli hareketleri esnasında da distonik bölge daha çok kasılır. Ayrı ayrı vücut bölgelerini tutabileceği gibi (örn. yüz, boyun) tüm vücutta yaygın olarak da görülebilir. İlaçla tedavi mümkün olduğu gibi, daha nadir olarak da cerrahi yöntemlere de başvurulabilir. Günümüzde en etkili tedavi yöntemi Botox iledir. Özellikle vücudun belli bölgelerini tuttuğunda (örneğin yüz ve boyun) uygulanması gereken ilk tedavi yöntemi olmalıdır. İstemsiz olarak kasılan kas veya kas gruplarına enjekte edilir. Bilinen distoniler içinde spazmodik tortikolis (boyun kaslarının istemsiz kasılması) , blefarospazm (göz çevresinde yer alan kasın aşırı kasılması), yazıcı krampı (yazı yazarken ortaya çıkan parmak ve kol kaslarında aşırı kasılma), oromandibüler distoni (çene kaslarının kasılması), sayılabilir.



2. Spastisite

Spastisite bir semptomdur (belirtidir). Beyinde ve omurilikte hareketle ilgili merkezlerin hastalandığı durumlarda spastisite ortaya çıkabilir. Kaslarda ve kas gruplarında sertleşme ve kasılmayla kendini gösterir, istemli hareketin yapılmasını güçleştirir. Spastisiteye yol açan hastalıkların başında beyin damarlarının tıkanması ya da beyin kanaması sonucunda ortaya çıkan inme (felç) durumları gelmektedir. İnme dünyada 2. ölüm nedenidir. Bu durumdan başka, beyin ve omurilik travmaları, multiple skleroz (MS) gibi sinir sistemini hasara uğratan hastalıklar da sayılabilir. Botox uygulamasına iyi bir fizyoterapi programının da eklenmesi tedaviyi daha etkili kılmaktadır. Spastisitenin birçok tedavi yöntemi vardır. Öncelikle ilaçla tedavi denenebilir, gerekli, durumlarda cerrahi tedaviye de başvurulabilir. Son yıllarda özellikle öne çıkan tedavi yöntemi Botox ile olan tedavi aşırı kasılan ve sertleşen kas ve kas gruplarının gevşemesine neden olmaktadır. Bu tedavi yöntemi fizyoterapi ile birlikte uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar alınmakta , bu sorunu olan hastaların günlük yaşamlarında daha aktif olması mümkün olabilmektedir. Fonksiyonel kapasiteyi arttırmak, kontraktür gelişimini önlemek, cerrahi girişimi geciktirmek amaçlanan hedeflerden bazılarıdır.





3. Hemifasyal spazm:

Hemifasyal spazm (HFS), yüz siniri tarafından uyarılan yüzün mimik kaslarının aralıklı olarak kasılmasıdır. Genellikle erişkinlerde görülür. Önce tek taraflı olarak göz çevresinde başlar, daha sonra zamanla aynı taraf yüz kaslarına yayılır. Yayıldığı kaslar arasında başlıca yanak kasları, ağız çevresi kasları ve nadir olarak da boyun kasları sayılabilir. Nörolojik muayene sözü edilen kasılmalar dışında normaldir. Nöroradyolojik inceleme yöntemleri geliştikçe, HFS’ın yüz sinirin damar basısına uğramasına bağlı olarak ortaya çıktığı görülmüştür. HFS’lı olguların 2/3’de beyin manyetik rezonans (MR) incelemesinde söz konusu görüntüye rastlanmaktadır. Bu durumda cerrahi yöntemler uygulanabilir. Hastalar genellikle bu invaziv yöntemden çok semptomatik tedaviyi, Botox ile tedaviyi tercih etmektedirler. Botox, bugün için dünyada HFS tedavisinde ilk seçenek olarak kabul edilmektedir. Botox göz çevresindeki kaslara ve spazmın görüldüğü yüz kaslarına uygulanır. Tedavi hastaların %80-90’ da olumlu sonuç verir. HFS’lı hastalarda Botox uygulaması sonrasında yüz çizgilerinin de ortadan kalktığı gözlenmiş ve Botox’un kozmetik alanda kullanılmaya başlaması bu sayede olmuştur.



Hiperhidrozis (Aşırı Terleme):

Ter bezlerinin aşırı çalışmasıyla ortaya çıkan bu durum, kozmetik açıdan rahatsız edici bir tabloya yol açmaktadır. Özellikle koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanı aşırı olarak terler. Yüzde de aşırı terleme görülebilir. Botox aşırı terlemede diğer uygulamalarda olduğu gibi kas içine değil, terlemeyi düzenleyen sinir uçları derinin üst tabakasında yer aldığı için deri içine veya altına enjekte edilir. Bu uygulamada Botox’un etkisi 6 ay kadar sürmektedir. Bu yakınmayla gelen hastalara Botox uygulaması giderek artmaktadır. Uygulamanın ağrılı olmaması için lokal anestezikler kullanılır.

Hiç yorum yok: