REKLAMLARIM

26 Eylül 2008 Cuma

kadir gecemiz kutlu olsun

4) Kadir gecesi: Ramazan ayının 27. gecesidir. Fakat başka gecelerde olduğu da rivayet edilmiştir. Bu konuda Râsulullah (s.a.s)'den bir kaç hadis rivayet edilmiştir. Bunların birinde şöyle buyurur. "Kadir,gecesini Ramazan'ın son on gününün tek sayılı (21, 23, 25, 27; 29) gecelerinde arayınız" (en-Nevevi, Riyâzü's-Salihin, II, H. No: 1197).

Ancak İslâm alimlerince kuvvetli ihtimal 27. gecesidir.

Şanı Yüce ve kadri büyük olduğu için bu geceye "Kadir gecesi" denmiştir.

Bu konuda Kadir Suresi'nde Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Şüphesiz Biz, Kur'an-ı, Kadir gecesi indirdik. Sen o Kadir gecesinin ne olduğunu bildin mi? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh (Cebrail) Rablerinin izni ile, bütün emirlerle inerler. O gece, şafak atıncaya kadar emniyetli ve selametli bir gecedir" (el-Kadr, 97/1-5).

Bu sûreye göre Kadir gecesinin bir kaç üstün özellikleri vardır:

a) Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında bu geceden itibaren inmeye başlamış ve yirmiiki yıl sürmüştür.

b) Kadir; takdir anlamındadır. Yani bu gece, Allah'ın, ezelde takdir ettiği kaderi uygulamak için meleklere emir verdiği gecedir. Bunun için melekler bu gecede yer yüzüne iner.

c) Kadir gecesi içinde o kadar büyük iyilik ve hayır vardır ki bu hayır insanlık tarihinde bin yılda yapılmamıştır. İşte Kadir gecesi bunun için bin yıldan daha hayırlıdır.

Kadir gecesinin ihyasına gelince: Bu geceyi varsa kaza namazlarını kılarak, ibadet ve dua ile ihya etmeye çalışmalı. Çünkü Rasûlûllah (s.a.s) "Kadir gecesini iman ederek ve mükafatını umarak ibadetle geçirenin geçmiş günahları affolur" buyurur.

Rasûlullah (s.a.s) bu gece de şu duayı okumayı tavsiye buyurmuştur.

"Yarabbî, şüphesiz sen affedicisin ve affı seversin; beni de affet " (Riyazü's-Salihin, H. No: 1194).

24 Eylül 2008 Çarşamba

bambu villa cennet gibi yerde



A separate structure, PAVILION LOMBOK one Bedroom, is modeled after a traditional Balinese rice barn. A brick-style kitchen with marble, terrazzo counters makes up the open first floor.The bathroom of this Pavilion is behind the kitchen. A high staircase leads to a private open terrace, and to the bedroom beyond, all of the furnishings of which are create from bamboo.

kuranda geçen erkek-kız çocuk isimleri ve anlamları

Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları A


ACAR : Cesur, becerikli

ACER: HZ.İsmail'in annesi

AFRA: Ayin 13.Gecesi, afra binti ubeyde;sahabe hanımlarından

AHSEN: (Ar.) Daha güzel, çok güzel, en güzel. Erkek ve kadın adı

AKAY: Dolunay

ALGAN: Fetheden , alan

ALYADUA: Gökyüzünün yakarışı

ARDA: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 4. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı. 5. Sonra gelen.

AYŞIL: Ay gibi ışıl ışıl

AZRA: Yine iffete tekabül eden, namuslu ve tertemiz kadın anlamındadır. Kirlerden arındırılmış, masum manasında.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları B


BARAN: Yağmur

BELİNAY: Cennette peygamber cicegi

BENGİSU: Ebedilik,ölümsüzlük veren su

BEREN: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı

BERFİN: kardan yapılmış,tertemiz

BERRA: (Ar.). - Doğru sözlü, hayır işleyen kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

BERRE: Manası temizleyicidir

BETUL: O’nun nefsani kirlenmelere karşın korunmuşluğunu, iffetli ve onuruna düşkün olduğunu anlamlandırır.

BÜŞRA: Mutluluk getiren haber

BUĞLEM: Cenneti müjdeleyen melek

BURAK: Hz. Muhammed'in Miraç'a çıkarken bindiği binek




Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları C


CEYLİN: Cennetin kapısı, cennete açılan kapı.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları D


DALAN: (Tür.) Er. 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif.

DALYA: (Tür.) Ka. - Yıldız çiçeği.

DİDAR: (Fars.) Ka. 1. Yüz, çehre. 2. Görme, görüşme. 3. Görüş kuvveti. 4. Açık meydanda

DİREM: (Fars.) Er. 1. Akça, para. 2. Gümüş para

DUHA: (Ar.). 1. Kuşluk vakti. 2. Kur'an-ı Kerim'de 93. surenin ismi. -Kız ve erkek adı olarak kullanılır.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları E


EBRAR: (Ar.) Er. 1. Hayır sahipleri. 2. İyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar. Şeş Ebrar: Altı hayır sahibi, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin.

ECHER: (Ar.) Ka. 1. Son derece güzel kadın. 2. Gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlü.

ECİR: (Ar.) Er. 1. Bir iş ya da emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz sevgili.

ECRİN: ALLAH'IN hediyesi anlamını taşımaktadır.

EFGAN: (Fars.) Er. - Figan, ağlayıp inleme, feryat.

EFSA: cennet ırmaklarından birinin adı,sihirbaz

ELYESA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber

EMİN: (Ar.) Er. 1. Korkusuz kimse. 2. Emniyette olan. 3. İnanan, güvenen. 4. İnanılır, güvenilir. 5. Şüpheye düşmeyen, kati olarak bilen. 6. Emanet olarak idare edilen dairelerin başı. - 7. (Hz. Muhammed (s.a.s) ve Cebrail'in adı.

EMİR: (Ar.) Er. 1. Bir kavmin, bir şehrin başı. 2. Büyük bir hanedana mensup kimse. 3. Peygamberimizin soyundan gelen. 4. Kumandan. 5. Abbasi devletinde başkomutan. 6. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimat'tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi.

EMRE: Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş.

ENER: (Tür.) Er. - En yiğit, en kahraman kişi

ENSAR: (Ar.) Er. 1. Yardımcılar, muavinler, müdafiler, koruyucular. 2. Medine'ye hicretle Mekkeli muhacirlere yardım eden, Medineli müslümanlara verilen ad. Kur'an-ı Kerim'de çok geçen kelimelerden birisidir. ERAY: Ay gibi parlak, temiz erkek.

ERÇİN: (Fars.) - Merdiven, basamak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

ERVA: (Ar.) Er. 1. Çok güzel genç. 2. Son derece cesur ve yiğit adam.

ERVA: Temiz ahlakli kiz

ESLEM: Allah'a tesim olmak anlamında canım.değerlendirebilirsin.(hem kız hem erkek için olabiliyo)

ESREFUNNISA: Kadınların en şereflisi, hanımların en onurlusu anl***** gelir.

EYÜB: (Ar.) Er. 1. Sabırlı. 2. Dönen, pişman olan, günahlarına tevbe eden demektir. Kur'an'da adı geçen peygamberlerden. Güzel sabır sahibi. Allah'ın imtihanına güzellikle sabredip mükafat ve ihsana ulaşmıştır. -Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak okunur.

EZGÜ: (Tür.) - Makam, hava. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EZRA: (Ar.) Ka. 1. Pek fasih, sözü düzgün adam. 2. Beyaz kulaklı siyah at.

EZRAK: (Ar.) - Mavi gözlü. Gök rengi saf ve temiz su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları F


FERMA: (Fars.). 1. Emreden, buyuran. 2. Amir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FEYZAN: Çok bereketli,çok verimli

FÜSUN: (Ar.) Ka. - Büyü sihir. Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları G


GİZEM: (Tür.) Ka. - Sır karşılığı olarak kullanılan uydurma bir kelime.

GONCA: (Fars.) Ka. 1. Henüz açılmamış gül, tomurcuk. 2. Sevgilinin ağzı.

GÖĞEM: (Tür.). - Halk dilinde yeşile çalan mor. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

GÜRHAN: (Tür.) Er. 1. Hanlar hanı. 2. Kara-Hitay prenslerine verilen unvan

GÜRKAN: (Tür.) Er. 1. Bol kan. Genç, taze, gelişmiş, serpilmiş.






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları H


HÜMA: (Ar.) Er. 1. Devlet kuşu. 2. Saadet, mutluluk






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları İ


İCLAL: Kudretli büyüklük

İLTEBER: (Tür.) Er. - Eski Türklerde vali, kumandan anlamlarında unvan.

İREM: (Ar.) 1. Cennet bahçesi. 2. Ok veya kurşun atılan nişan tahtası. 3. Cenk denilen musiki aleti ve bunu icad edenin adı. 4. Ad kavmi zamanında, Şeddad tarafından cennete benzetilme amacıyla yapılan bahçe olup, Şam'da veya Yemen'de bulunduğu söylenir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

İREM: Cennet






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları K


KAAN: (Tür.) Er. 1. Çin ve Moğol imparatorlarına verilen isim. 2. Hakan, hükümdar.

kadın adı olarak kullanılır

KANSU: (Tür.) Ka. 1. Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin'de müslümanların en çok bulunduğu eyalet.

KARİN: (Ar.) Er.l. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci

KATRE: (Ar.) Ka. 1. Damla. Damlayan şey

KAYHAN: (Tür.) Er. - Sert, güçlü sesli okuyucu, kayayı bile delecek güçte sesi olan okuyucu.

KAYRA: Tanrı yardımı; Tanrı'dan ya da büyük bir kimseden Gelen iyilik, kayırma, yardım, destek

KAYRAL: (Tür.) Er. - Kayrılan, himaye edilen (kimse)

KEREM: Cömertlik, soyluluk büyüklük

KEVSER:Cennette bulunduğuna inanılan kutsal su

KORAY: (Tür.) Er. - İyice kor rengine gelen ay.

KORÇAN: (Tür.) Er. - Ateşli, canlı, hareketli.

KÜBRA: (Ar.) Ka. 1. Büyük olan (Ekber'in müennesi). 2. Hadicetü'l-Kübra: Hz. Peygamberin ilk hanımı.

KUMRU: (Fars.) Ka. - Güvercinlerden, uzunca kuyruklu boynunun yanlarında benekler bulunan ve güvercinlerden daha küçük olan boz renkli kuş.




Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları M


MARZIYE: Allah’ın kendisinden razı olduğu, Rabb’ine varmaya hazırlanmış kişi anlamındadır. Bunun diğer bir formu olan isim ise Raziye’dir ki, Allah’tan razı olmuş kişi, Allah’ın kaderine razı olan kadın anl***** gelir.

MERİH: (Ar.) Er. - Dünya'dan sonra güneşe en yakın olan gezegen

MERT: Sözünün eri, sözünde duran

MİNA: Liman

MİRAY: (Fars.) Ka. - Ayın ilk günleri






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları N


NİSA: Kuranı kerimin 4. suresi anlamı kadın






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları O


OGÜN: (Tür.). - Anımsanan belirli bir günde doğan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

OĞUZ: (Tür.) Er. 1. Mübarek, saf ve iyi yaratılışlı. 2. Genç, sağlam, güçlü. 3. Anlayışı kıt, bön. 4. Köylü. Tosun. 5. Türk efsanelerinde geçen büyük bir kahraman. Büyük bir Türk boyu olarak kullanılır

ONUR: Şeref, haysiyet, izzet-i nefs

ORHUN: (Tür.) Er. 1. Orta Asya'da bir ırmak. 2. Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı. 3. Yüksek, yüce Hun anlamında

OYTUN: (Tür.) 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. Alçak yer, ova. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

OZGAN: (Tür.) Er. - Öne geçen, kazanan, başarılı






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları R


RANA:Güzel göze hoş gelen

RAVZA: Suyu yeşilliği bol olan yer bahçe






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları S


SARA: (İbr.) Ka. 1. Prenses. 2. (Fars.) Hz. İbrahim'in hanımı. 3. Halis, katkısız, temiz

SARE: Saf temiz

SARP: (Tür.) Er. 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi zor.

SARPER: (Tür.) Er. - Sert, güçlü erkek.

SEDEF: (Ar.) Ka. 1. Bazı deniz hayvanlarının (midye, istiridye gibi) sert, beyaz ve parlak kabuğu. 2. Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya.

SEDEN: (Tür.) Ka. - Uyanık, tetikte, gözü açık olan

ŞEHBAL: (Fars.) Ka. - Kuş kanadının en uzun tüyü

SELEN: (Tür.) - Sel gibi coşkun, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

SELİKA: (Ar.) - Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

SELVA: (Ar.) Ka. 1. Bal. 2. Büyük bıldırcın. Tih çölünde bulundukları sürece, israiloğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını doyurmak için gönderilen kuş. 3. (İsp.) Ekvator da sık balta girmemiş orman

SEMA: (Ar.) Ka. 1. İşitme, duyma. Musiki dinleme. 2. Gökyüzü. 3. Felek.

SENA: (Ar.) 1. Övgü ile ilgili. 2. Şimşek parıltısı 3.Şükretme

SERTAÇ: (Fars.) Er. - Baştacı, çok sevilen, sayılan.

SERTAP: (Tür.) Er. - İnatçı, direngen.

SEVDE: (Ar.) Ka. Siyah, esmer, esmer güzeli. Mü'minlerin annelerinden birisi Hz. sevde.

SEVİL: (Tür.) Ka. - Her zaman sevilen, beğenilen biri olma temennisi

ŞEVVAL: (Ar.). - Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber'in süt kardeşi

SEYYIDETUNNISA: Kadınların efendisi.

SEZER: (Tür.) - Duyar, hisseder, anlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

SORGUN: (Tür.) Er. 1. Bir tür söğüt ağacı. 2. Sıtkı, sert. 3. Çok uzun ve güzel saç.

SOYHAN: (Tür.) Ka. - Han soyundan gelen.

SUDEN: peygamber efendimizin cennette en çok sevdiği ağacın ismi

SÜSEN: (Tür.) Ka. - Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi. Zambak.suresinin 3. ayetinde insanın ahseni takvim üzere yaratıldığı beyan






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları T


TAHIRE: Hz. Fâtıma’nın tertemiz olduğunu anlatan isimlerinden biri. Bu isimle, Fâtıma’nın Peygamberimiz’den bir parça olduğu bilgisine atıf yapılır.

TUANA: Cennete düşen ilk yağmur damlası






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları U


UMUT: Ummak, beklemek, ümit etmek






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları Y


YAREN: Dost,arkadaş

YIGIT: Güçlü, cesur






Kuranda Geçen Erkek - Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları Z


ZEHRA: En yaygın ismidir. Gül yüzlü, parlak yüzlü, çiçek simalı anlamlarına gelir. O, Efendimiz’in kokladığı bir çiçek gibidir adeta.

ZEKIYE: Bu isim O’nun arı duru hale getirilmiş hanımlığını anlatır.

ZİNNUR:Nur saçan

ZİŞAN: (Ar.) 1. Şanlı, şerefli. 2. Canlı. 3. Bir tür lale. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

ZİŞAN: Onurlu şerefli

ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı,zeki bilgili kadın

23 Eylül 2008 Salı

ev baklavası




Ev baklavası
Malzemeler: çay bardagı

1,5 bardakyogurt şurubu için

1,5 bardak zeytinyagı 1,5 kilo şeker
2,5 kilo su
1,5 bardak süt

2 yumurta

1tatlı kaşıgı tuz

1 çay kaşıgı karbonat

2-3 damla limon

aldıgı kadar un

1 paket katı yag (ülker terem yag kullanıyorum)

yarım kilo ceviz içi

nişasta

1 su bardagı sıvı yag

Yogurt,süt,zeytinyagı,yumurta,tuz,karbonat, tuz ve 2-3 damla limonla kulak memesi yumuşaklıgında bir hamur yoguruyoruz
çok büyük olmamakşartı ile bezeler alıp bir kenarda hamuru biraz dinlendirin
hamurlarımızı burada el marifeti önemli incecik açıldıgı kadar açın
aralarına unla yarıyarıya karıştırılmış nişasta serperek ben öyle yapıyorum hamur ezilmiyor sırf nişasta ile açılırsa hamur ezilip dagılıyor
kat aralarına bolca ceviz serpip bütün hamuru açıp bitiriyoruz
tepsideki hamuru baklava şeklinde kesip üstüne tavada kızdırdıgımız yagı döküyoruz

şurubu için

Püf nokta :şekeri su ile iyice dibinde hiç şeker kalmayacak şekilde iyice karıştırıyorum
dibinde şeker tortusu kalırsa baklavanız şekerlenir buna dikkat edin birkaç damlada limon suyu ilave edip şurub istenilen koyu kıvama gelene kadar kaynatın

Şerbetin tam kıvamına geldiğini daha kolay anlayabilmemiz icin koyulaşınca tırnağımız üstüne bir damlacık damlatıyoruz, boncuk gibi durur ve akmazsa şerbet olmuş demektir ;)
biz ailece kıyır kıyır agızda dagılan baklavayı sevdigimiz için şerbetin ılık ,baklavanın iyice sogumasını bekliyorum şerbetle baklavayı buluşturuyorum
afiyet olsun ve kolay gelsin sizlere

17 Eylül 2008 Çarşamba

ilginç tasarımlı 7 yıldızlı otel

Dubai’deki yedi yıldızlı “Jungle” oteli yatırımcıları çekiyor
Sybarite Mimarlık tarafından tasarlanan 28 katlı otelin en üstteki iki katında orman olması düşünülüyor. Sybarite Mimarlık tarafından tasarlanan, daha önce örneği görülmemiş bu 7 yıldızlı otel, yatırımcıların büyük ilgisini çekerek son zamanların en çok konuşulan projesi oldu.




350 milyon $ tutacak olan 28 katlı Aperiron binası, Dubai sahilinden 300 metre açıkta bulunacak ve ulaşım sadece gemi ya da helikopter vasıtasıyla gerçekleştirilebilecek








Benzeri bulunmaz bu yapının henüz bir takma ismi bulunmuyor. Ancak yapım ekibi şimdiden “Ringa balığı”, “Pringle” ve “Huni” gibi isimlerle binayı anmaya başlamış






Botox'un bilinmeyen uygulama alanları... kızımada uygulanan yöntem


Botox’un etki mekanizması nedir?

Botox kas içine enjekte edildiğinde o kas veya kas gruplarının sinirlerini geçici olarak devre dışı bırakıp istemsiz hareketleri ve aşırı kasılmayı ortadan kaldırır. Sözü edilen geçici etki 3-4 ay kadar sürer ve bu süre sonunda kasılmalar tekrar başlayabilir. Bu nedenle enjeksiyonları tekrarlamak gereklidir. Bazı uygulama alanlarında etki daha uzun sürebilir [örneğin kozmetik amaçlı uygulamalar ve hiperhidroziste (aşırı terleme) ]. Botox nin uygulama alanlarından aşağıda söz edilecektir.



UYGULAMA ALANLARI :

1. Distoni

Distoni istemsiz , süregen, bükücü, döndürücü nitelikte kas kasılmalarıyla karakterize, tekrarlayan istem dışı hareketlere neden olan, geçici ya da kalıcı anormal postürlere yol açan hareket bozukluğudur. Hareket sisteminin hastalığıdır, beynin daha çok derin yapılarını tutan hastalıklarda görülür. Bazı hastalıklara eşlik edebileceği gibi (örn. Parkinson Hastalığı), tek başına bir hastalık olarak da ortaya çıkabilir. Her yaşta görülebilir. Özellikle ilk dekadlarda ve 40 yaşın üstünde daha sık görülür. Distoni özellikle hastalığın başlangıcında, tutulan vücut bölgesi istemli olarak kullanıldığında ortaya çıkar veya belirgin hale gelir. Diğer bir vücut bölgesinin istemli hareketleri esnasında da distonik bölge daha çok kasılır. Ayrı ayrı vücut bölgelerini tutabileceği gibi (örn. yüz, boyun) tüm vücutta yaygın olarak da görülebilir. İlaçla tedavi mümkün olduğu gibi, daha nadir olarak da cerrahi yöntemlere de başvurulabilir. Günümüzde en etkili tedavi yöntemi Botox iledir. Özellikle vücudun belli bölgelerini tuttuğunda (örneğin yüz ve boyun) uygulanması gereken ilk tedavi yöntemi olmalıdır. İstemsiz olarak kasılan kas veya kas gruplarına enjekte edilir. Bilinen distoniler içinde spazmodik tortikolis (boyun kaslarının istemsiz kasılması) , blefarospazm (göz çevresinde yer alan kasın aşırı kasılması), yazıcı krampı (yazı yazarken ortaya çıkan parmak ve kol kaslarında aşırı kasılma), oromandibüler distoni (çene kaslarının kasılması), sayılabilir.



2. Spastisite

Spastisite bir semptomdur (belirtidir). Beyinde ve omurilikte hareketle ilgili merkezlerin hastalandığı durumlarda spastisite ortaya çıkabilir. Kaslarda ve kas gruplarında sertleşme ve kasılmayla kendini gösterir, istemli hareketin yapılmasını güçleştirir. Spastisiteye yol açan hastalıkların başında beyin damarlarının tıkanması ya da beyin kanaması sonucunda ortaya çıkan inme (felç) durumları gelmektedir. İnme dünyada 2. ölüm nedenidir. Bu durumdan başka, beyin ve omurilik travmaları, multiple skleroz (MS) gibi sinir sistemini hasara uğratan hastalıklar da sayılabilir. Botox uygulamasına iyi bir fizyoterapi programının da eklenmesi tedaviyi daha etkili kılmaktadır. Spastisitenin birçok tedavi yöntemi vardır. Öncelikle ilaçla tedavi denenebilir, gerekli, durumlarda cerrahi tedaviye de başvurulabilir. Son yıllarda özellikle öne çıkan tedavi yöntemi Botox ile olan tedavi aşırı kasılan ve sertleşen kas ve kas gruplarının gevşemesine neden olmaktadır. Bu tedavi yöntemi fizyoterapi ile birlikte uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar alınmakta , bu sorunu olan hastaların günlük yaşamlarında daha aktif olması mümkün olabilmektedir. Fonksiyonel kapasiteyi arttırmak, kontraktür gelişimini önlemek, cerrahi girişimi geciktirmek amaçlanan hedeflerden bazılarıdır.





3. Hemifasyal spazm:

Hemifasyal spazm (HFS), yüz siniri tarafından uyarılan yüzün mimik kaslarının aralıklı olarak kasılmasıdır. Genellikle erişkinlerde görülür. Önce tek taraflı olarak göz çevresinde başlar, daha sonra zamanla aynı taraf yüz kaslarına yayılır. Yayıldığı kaslar arasında başlıca yanak kasları, ağız çevresi kasları ve nadir olarak da boyun kasları sayılabilir. Nörolojik muayene sözü edilen kasılmalar dışında normaldir. Nöroradyolojik inceleme yöntemleri geliştikçe, HFS’ın yüz sinirin damar basısına uğramasına bağlı olarak ortaya çıktığı görülmüştür. HFS’lı olguların 2/3’de beyin manyetik rezonans (MR) incelemesinde söz konusu görüntüye rastlanmaktadır. Bu durumda cerrahi yöntemler uygulanabilir. Hastalar genellikle bu invaziv yöntemden çok semptomatik tedaviyi, Botox ile tedaviyi tercih etmektedirler. Botox, bugün için dünyada HFS tedavisinde ilk seçenek olarak kabul edilmektedir. Botox göz çevresindeki kaslara ve spazmın görüldüğü yüz kaslarına uygulanır. Tedavi hastaların %80-90’ da olumlu sonuç verir. HFS’lı hastalarda Botox uygulaması sonrasında yüz çizgilerinin de ortadan kalktığı gözlenmiş ve Botox’un kozmetik alanda kullanılmaya başlaması bu sayede olmuştur.



Hiperhidrozis (Aşırı Terleme):

Ter bezlerinin aşırı çalışmasıyla ortaya çıkan bu durum, kozmetik açıdan rahatsız edici bir tabloya yol açmaktadır. Özellikle koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanı aşırı olarak terler. Yüzde de aşırı terleme görülebilir. Botox aşırı terlemede diğer uygulamalarda olduğu gibi kas içine değil, terlemeyi düzenleyen sinir uçları derinin üst tabakasında yer aldığı için deri içine veya altına enjekte edilir. Bu uygulamada Botox’un etkisi 6 ay kadar sürmektedir. Bu yakınmayla gelen hastalara Botox uygulaması giderek artmaktadır. Uygulamanın ağrılı olmaması için lokal anestezikler kullanılır.

güzellik için botoks



BOTOKS
Botoks Clostridium botulinum adındaki bir bakterinin toksininden elde edilen bir ilaçtır. Botoks uygulaması ; gülme, kızma, şaşırma, gözleri kısma v.b. hareketler sonucu yüzümüzde oluşan kırışıklıkları geçici olarak düzelmesini sağlayan bir yöntemdir.

ilkyardımın önemi

İlkyardım nedir?
Hastalık ya da kaza sonucu sağlık durumu tehlike arz eden kişiye, sağlık ekibi gelene kadar olay yerinde ilaçsız ve çevre imkânlarından yararlanarak ilk müdahalenin yapılmasıdır.

İlkyardımın amacı
• Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak
• Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak
• Hasta ya da yaralının durumunun kötüleşmesini engellemek
• Hasta ya da yaralının iyileşmesine yardımcı olmak

İlkyardımcı kimdir?
Tıbbi araç gereç olmaksızın çevre imkânlarıyla, ilaçsız müdahale eden ilkyardım eğitimi almış kişidir.

İlkyardım eğitimi
Hastalık, kaza ya da yaralanma sonucunda bireylere araç, gereçsiz ve ilaçsız doğru müdahaleyi yaparak hayati tehlikeyi ortadan kaldıracak, yaşamsal fonksiyonların sürekliliğini sağlayacak ya da kazazedenin iyileşmesine yardımcı olacak bilgi ve uygulamaların kazandırılmasını amaçlayan eğitim programıdır.

15 Eylül 2008 Pazartesi

beni çok mutlu eden baner resmi için arkadaşıma çok teşekkür ediyorum

Blog başlıgımdaki bu güzelligi yapan songül arkadaşım çok teşekkür ederim.

Harika bir çalışma olmuş çok begendim kızım ve benim için çok güzel bir armagan oldu .


Eline saglık ,duygularını ,sıcacık kalbinin sevgisini katarak emek harcayarak ortaya çıkarttıgın bu güzellik için tekrar teşekkür ederim

http://keyfizamanlar.blogcu.com/yeni-baslik-tasarimlarim_24166251.html

14 Eylül 2008 Pazar

Şişmanlığa Neden Olan Risk Faktörleri

Şişmanlığa Neden Olan Risk Faktörleri
*Fiziksel aktivite
*Beslenme alışkanlıkları
*Yaş
*Cinsiyet (Kadın)
*Irksal faktörler
*Eğitim düzeyi
*Evlilik
*oğum sayısı
*Sigarayı bırakma
*Alkol
*Psikolojik bozukluklar
*Metabolik ve hormonal bozukluklar
Şişmanlığın Belirlenmesi
Bir kişinin şişman olup olmadığının belirlenmesinin en iyi yolu, Beden Kitle İndeksi (BKİ) veya Body Mass Index (BMI) olarak bilinen ve kolaylıkla hesaplanan bir yöntemin kullanılmasıdır.

Beden Kitle İndeksi Nasıl Hesaplanır ?

Vücut ağırlığının (kg olarak), boy uzunluğunun (metre cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanır.

Örneğin : Vücut ağırlığı 70 kg, boyu 1.60 m olan bir kişinin beden kitle indeksi ;
70/1.602 = 70/1.60x1.60 = 70/2.56 = 27.34 kg/m2’dir.
Beden Kitle İndeksi Nasıl Değerlendirilir?
BMI DEĞERİ DURUM
(18.5 kg/m2’nin altında ise zayıf
(18.5-24.9 kg/m2 arasında ise normal kilolu)
(25-29.9 kg/m2 arasında ise hafif şişman (fazla kilolu)
(30-34.9 kg/m2 arasında ise orta derecede şişman) (I.Derece)
(35-39.9 kg/m2 arasında ise ağır derecede şişman) (II.Derece)
(40 kg/m2 üzerinde ise çok ağır derecede şişman) (III.Derece)

13 Eylül 2008 Cumartesi

ilginç tasarım güneş enerjili taksi


Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, dün New York trafiğinden güneş enerjisi ile çalışan "çevre dostu" bir araçla geçti
İsviçreli bir öğretmen tarafından tasarlanan "güneş taksisinin" yakıtı arkasına takılan güneş panellerinin ürettiği elektrik enerjisi.

New York'taki Birleşmiş Milletler Merkezi'ne, klasik ve ağır arabaların arasında yarış arabası gibi duran bir araç yaklaşıyor. Bu, İsviçreli bir öğretmen tarafından geliştirilen "güneş taksisi".

Araç, 12 Eylül sabahı sürpriz bir isim tarafından kullanıldı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon işe güneş taksisiyle gitti.

Araç tamamen çevre dostu. Güneş taksisinin arkasına takılı paneller, güneş enerjisini kullanarak motorun çalışması için gerekli elektriği üretiyor.

Araç saatte 90 kilometre hız yapabiliyor. Durmadan 241 kilometre yol gidebiliyor.

İsviçreli mucit öğretmen Louis Palmer, aracıyla 45 bin kilometre yol katetmiş durumda. Aracın performansından memnun kalan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ise, "Güneş taksisi, sürdürülebilir enerji için çok yaratıcı ve pratik bir girişim" dedi.

12 Eylül 2008 Cuma

benim kedim tintinim

burda elini uzatıyor ama akvaryumun dışından
akvaryumu ve balıkları çok merak etti bende kapagı açtım nerdeyse patilerini

uzatıp yakalayacak ama ben müsade etmedim



şirin ördek


50 yıl sonra Doğal ortamda görüldü



Zürafayı da zebrayı da biliyoruz. Peki ya iki hayvanı da andıran okapiyi daha önce gördünüz mü? Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusundaki Virunga Ulusal Parkı’nda yaşayan okapi 50 yıldan sonra doğal yaşam ortamında ilk kez kameraya görüntülendi

Anne sütünden sonra en yararlı besin


Anne sütünden sonra en yararlı besin
Üzerinde hile yapılamayan tek gıda; yüzde yüz vücut proteini...

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca hazırlanan ''Neden Yumurta? Yumurtanın Besin Değeri'' başlıklı broşürde, yumurtanın, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin ögelerini bulunduran ve hile yapılamayan tek gıda olduğu vurgulandı.

YÜZDE YÜZ VÜCUT PROTEİNİ

''Yumurtanın, 'yeni bir yaşamın özü' olduğuna vurgu yapılan broşürde, yumurtanın içinde bulunan proteinlerin tüm besinler içinde en kaliteli protein olduğu, yumurta proteininin yüzde 100 oranında vücut proteinine dönüşebildiğine dikkat çekildi.

''Hafıza vitamini'' olan, bir çeşit B vitamini Kolin’in yumurtada da bulunduğu, yumurtanın özellikle çocukların zihinsel ve bedensel gelişiminde önemli rol oynadığı düzenli tüketilmesi kanser, kalp damar hastalıklarından korunmada ve tedavisinde, sindirim sisteminin sağlığında ve korunmasında, menopoz semptomlarının hafifletilmesinde, osteoporozun önlenmesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Yumurtada yaklaşık 4,5 gram yağ olduğu, bunun 1,5 gramının doymuş geri kalanının ise doymamış yağ olduğu ifade edildi. BUGÜN

Ramazan'ın tatlısı; güllaç yapmanın püf noktası



Ramazan'ın tatlısı; güllaç yapmanın püf noktası


Osmanlı'dan günümüze saraylar ve evlerdeki Ramazan davetlerinin gözdesi, iftar sofralarının ''ağır topu'' olan ve genelde yılda bir ay yenildiği için adından hasretle bahsettiren Güllaç, kutsal ayın gelmesiyle birlikte sofralar ve tatlıcı raflarında yerini alacak.
PÜF NOKTASI-

''Güllaç alırken markalı ürünlere ve üretim izni olan firmaların ürünlerine öncelik verilmelidir'' diyen Arseven, iyi bir güllaç pişirmenin püf noktalarını şöyle sıraladı:

''Güllaç tatlısı, bol süt kullanılarak yapılmalıdır. Tatlısı yapıldıktan sonra güllaç yaprakları hava ile temas etmemelidir. Ilık olması gereken süt, yaprakların kabarık tarafından dökülmelidir. Güllaç, yerken ağızda dağılmalıdır.

Bizce bu kadar doğal bir tatlının süslemesi de güllacın doğasına uygun şekilde olabildiğince sade olmasıdır. En fazla ceviz, fındık, fıstık veya kiraz şekeriyle süslenmesi uygun olur. Güllacın, kivi gibi değişik meyvelerle süslenip süslenemeyeceğine dair sorular alıyoruz. 'Niyetin, güllaç mı yoksa kivi yemek mi' olduğunu düşünmek lazım.''

Erdal Arseven, içerdiği karbonhidratlar nedeniyle vücut hücrelerinin fonksiyonları ve metabolik faaliyetlerin devamı için gerekli enerjinin kısa sürede ve kolayca elde edilmesini sağlayan güllacın, vücudun dokularında depolanmayan içeriğiyle diyet yapanların da güvenle tercih edebilecekleri bir tatlı olduğuna işaret etti.

''İftarın ilk lokması zeytin, son lokması güllaçtır'' diyen Arseven, güllacın iftarda yenildiği zaman sindirim sistemini rahatlattığını, sahurda yenildiğinde de kolay hazmedilen iyi bir enerji kaynağı olma özelliklerini taşıdığını ifade etti.

-GÜLLAÇ YAPMAK ÇOK KOLAY-

Klasik güllaç tarifine göre ise 3 kilogram süt, 1 kilogram şekerle kaynatılarak, ılık hale getirilir. Güllaç yaprakları, parlak tarafı üste gelecek şekilde tek tek bu karışımla ıslatılarak, tepsiye yerleştirilir. Orta kısmına dövülmüş ceviz veya fındık konulur. Kalan güllaç yaprakları teker teker sütlü şerbet ile ıslatılarak tepsiye yerleştirilir.

Kalan süt, güllacın üzerine dökülür, yarım saat kadar bekletilir. Üzeri isteğe bağlı olarak, dövülmüş fıstık, nar tanesi, vişne tanesi, dondurma gibi malzemelerle süslenir, servis edilir

10 Eylül 2008 Çarşamba

BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI FAALİYETE GEÇTİ





Yüzyılın deneyinde tüyler ürperten adım
Dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı "Büyük Hadron Çarpıştırıcısı" (LHC), maddenin sır perdesini aralayabilmek amacıyla faaliyete geçirildi.

Aralarında Türklerin de bulunduğu 5 binden fazla fizikçi ve mühendisin 10 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı proje, son yılların en büyük bilim projesi olarak gösteriliyor.

LHC, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir tünel olarak inşa edildi.

Deney başladıktan sonra, tünel çevresinde bulunan 4 büyük algılayıcıdan ikisi Atlas ve CMS, "Higgs bozonunun izini sürecek". Bu parçacığın diğer bazı parçacıklara kütle kazandırdığı düşünülüyor. Bu deneyde Higgs bozonu tespit edilemezse teorik fizik alt üst olabilir.

Bilim tarihinin en büyük deneyi, İsviçre’nin Fransa sınırı yakınlarında bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yarın başlıyor.Yerin 150 metre altında 27 kilometrelik tünelin içine kurulan dünyanın en büyük parçacık çarpıştırıcısı Large Hadron Collider - LHC’nin (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı), yarın faaliyete geçeçek

Depremi bilen adam




Depremi bilen adam


İstanbul'da yaşayan Halil Mercanlı adlı vatandaş, vücudundaki elektriklenme sayesinde depremi önceden hissettiğini öne sürüyor

Depremin önceden tahmin edilip edilmeyeceği tartışmasına yeni bir boyut eklendi. İstanbul'da Halil Mercanlı adlı vatandaş vücudundaki elektriklenme sayesinde olası bir depremi önceden bildiğini öne sürdü. Mercanlı, bunu herkese ispatlayabileceğini iddia etti.

Elektriklenme oluyor

Halil Mercanlı 'tahmin' araştırmalarına 17 Ağustos'taki depreminin ardından başladığını anlattı. Marmara depreminden bir gün önce vücudunda elektriklenmeler hissettiğini kaydeden Mercanlı, Düzce'deki felaketten önce de aynı belirtilerin baş gösterdiğini söyledi. Geçen üç yıllık sürede her deprem öncesi vücudundaki elektriklenmeyi bir kenara not eden Halil Mercanlı, şunları söyledi:

'Bunu fark ettikten sonra bilim adamlarına danıştım. Biyomedikal uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Şükrü Onural tarafından tetkikler yapıldı. Ali Onural'a, geçen yıl meydana gelen Adana depreminden iki gün önce durumu bildirdim. 1 Ekim 2001'de çekilen EMG'de vücudunda yoğun elektriklenme olduğu gözlendi. Bu tarihten iki gün sonra da deprem oldu. Amacım reklam değil, bu olayı kanıtlamak. Gelsinler araştırma yapsınlar.'

Biyomedikal uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Şükrü Onural da Halil Mercanlı'nın verdiği bilgilerin net olduğunu öne sürdü. İnsanların ölürken bile sinyal yaydığını öne süren Onural, 'Enerji yüklü bir kişi, depremin bu yaydığı enerji olayından etkilenebilir' dedi.

Biyomedikal uzmanı Prof. Dr. Halil Gülçür de 'Dünyada bazı üniversitelerde altıncı hisle ilgili araştırmalar yapılıyor. Bu arkadaşın verileri, o kadar net bilgiler ki' diye konuştu. Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Gündoğdu insanlarda elektriklenme olmasının normal karşılandığını bildirdi.

DOĞANIN DEPREM İHBARI

DOĞANIN DEPREM İHBARI
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Ekonomist Dergisi'ne, doğadaki ‘‘deprem öncesi işaretler’’i anlattı. Prof. Ercan'ın araştırması, doğada depremi önceden bilebilmenin işaretlerinin varlığını ortaya koyuyor.

EKONOMİST Dergisi'nin 16-22 Temmuz 2000 tarihli 2000/29 sayılı nüshasında, depremin önceden bilinmesine yardımcı olan göstergeler üzerine yapılmış bir araştırma yayımlandı. Prof.Dr. Ahmet Ercan'ın yaptığı bu araştırmaya göre, depremi önceden haber veren tam 57 farklı gösterge var.

Doğadaki birçok değişimin ipucu olabileceğinin belirtildiği haber, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın yaptığı bir araştırmaya dayanıyor. Ercan'ın yaptığı araştırmaya göre, depremin önceden bilinmesine yardımcı olan birbirinden farklı tam 57 gösterge bulunuyor.

Uzmanlar, söz konusu bir depremin önceden bilinemeyeceğini hemen her gün dile getirirlerken, Prof. Ercan araştırmasında doğada ve hayvan davranışlarında meydana gelen değişimlerin, depremin habercisi olabileceğini belirtiyor.

Böcek ve hayvan davranışları (1 saat-3 gün öncesi)

At, eşek, inek: Tasmalarını koparırlar. Ahır kapılarından dışarı çıkmak isterler. Tepelere doğru koşarlar.

Tavşan ve fare: Yapıların üst katlarına kaçışırlar. Direklere tırmanırlar. Yere inmek istemezler.

Domuzlar: Hızla yukarıya doğru koşarlar. Toprağı delicesine eşelerler.

Kediler: Kutu ya da çöp bidonu içine atlarlar. Top gibi sıkışıp, şiddetle titrerler.

Köpekler: Korku dolu havlarlar.

Balıklar: Göl ya da deniz tabanının ısınması sonucu yüzeye yakın yüzerler. Yılan balıkları ortadan kaybolur.

Ölü balık: Balıklar nedensiz bir şekilde ölürler.

Ördek, kaz, kuğu: Göle girmek istemezler. Göldekiler ölebilir.

İpek Böcekleri: Arka arkaya dizilirler.

Yengeç: Plajda yengeçler dolaşır.

Martılar: Çembersel olarak uçarlar.

Büyükbaş hayvanlar: 3-4 gün önce elektromagnetik ışınlardan etkilenmeye başlarlar.

Karıncalar: Yuvalarından dışarıya çıkarlar.

Gökyüzündeki değişimler (1 saat - 1 hafta öncesi)

Deprem ışıkları: Güneşin yeni doğup batışı gibi ışık hüzmeleri görülür.

Alev topları: Yanan bir kibrit alevi gibi alev topu görülür.

Deprem bulutları: Açık havada, kırılacak bölgenin üzeri bulutlanır.

Yıldırımlar: Olağan dışı mor, yeşil, kırmızı, mavi, pembe renkli oluşumlar görülür.

Gökkuşağı: Açık havada kısa gökkuşağı oluşur. Bunda yeşil, siyah, mavi renk egemendir.

Hava sıcaklığı: Havada aşırı sıcak ve sıkıntı meydana gelir.

Ay, yıldızlar: Parlak bir gökyüzü içinde yıldızlar elde tutulacak kadar yakın görünür.

Uğultu: Yerden anlam verilemeyen bir uğultu duyulur.

Bitki ve ağaç değişimleri (1 - 3 ay öncesi)

Meyve ağaçları: Erken çiçek açar ve erken meyve verir.

Ot ve ağaç dalı: Yüzeyleri kızarır, yanar.

Küstüm çieği (mimoza): Gündüz, deprem öncesi pörsür.

Deniz ve göl değişimleri (1 saat - 2 hafta öncesi)

Su basması: Bir iki hafta önceden kıyıları deniz basar.

Su çekilmesi: 1 ile 5 saat öncesinden deniz kıyıdan çekilir.

Dalgalar: 1 ile 5 saat öncesine kadar çarşaf gibi düz olan denizde, gemi geçmiş gibi dalgalar oluşur.

Düz deniz: Deniz çarşaf gibi düzgün olur.

Hava kabarcığı: Deniz ya da gölde bolca hava kabarcığı görülür.

Isınma: Deniz tabanındaki ısınmadan dolayı suyun ısısı da normalin üzerine çıkar.

Yeraltı suları değişimleri (1 saat - 3 ay önceden)

Su verimi: 1 ile 4 litrelik verim artışı olur.

Basınç artışı: Su basıncında 1-1.5 barlık artış olur.

Su sıcaklığı: Olağan sıcaklığın 1-2 derece üzerinde ısınır.

Yeni kaynak: 1 ile 2 hafta öncesinden yeni kaynak oluşur ya da var olan kaynak kuruyabilir.

Su gazları: Karbondioksit, metan ve radon gazı içeriği artar.

Su tadı: Su acılaşır ya da tatlılaşır.

Suda koku: Çürük yumurta ve kükürt kokusu gelir.

Su kimyası: İletkenlik, radon, civa, helyum, karbondioksit artışı gözlenir.

Kabarcıklar: Su içinde hava kabarcıkları oluşur.

Dere suları: Kesilir, kurur ya da çoğalır.

dünyadan kayak merkezleri

OTELLER:


5* Antares: Şehrin in iyisi. Lüks yemekler; havuz, fitness center.
5* Chalet: Lüks, mükemmel iç tasarımlı tahta-yapılı 5 * otel. Açık havuzu, fitness center.
4* Grand Coeur: Mükemmel yemekler, sauna, büyük hot tub, tatil köyünün merkezinde.
4* Altiport: Çok modern ve lüks.
4* Mont Vallon: Mottaret'te en iyilerden biri. Meşhur yemekler. Havuz, hot tub, squash, fitness ceneter, spor salonu.
3* Adray Telebar: Şirin odalar, güzel yemekler, popüler açık teras.
2* Roc: Merkezde bulunan B&B oteli. Bar ve Restoran.


LE GRAND COEUR / MERIBEL
Tél : 04 79 08 60 03 - Fax : 04 79 08 58 38
E-mail: grandcoeur@post.club-internet.fr

LE PAS DU LAC
MERIBEL Altitude 1600
Tél : 04 79 00 47 03 - Fax : 04 79 00 49 20

L'ALPENRUITOR
MERIBEL-MOTTARET
Tél : 04 79 00 48 48 - Fax : 04 79 00 48 31


LA CHAUDANNE
MERIBEL - Chaudanne
Tél : 04 79 08 61 76 - Fax : 04 79 08 57 75
E-mail: lachaudanne@telepost.fr

LE TREMPLIN
MERIBEL - Chaudanne
Tél : 04 79 08 89 17 - Fax : 04 79 08 57 75
E-mail: lachaudanne@telepost.fr

LES GRANGETTES
MERIBEL - Chaudanne
Tél : 04 79 08 61 86 - Fax : 04 79 00 58 23


L'ETERLOU
MERIBEL - Chaudanne
Tél : 04 79 08 89 00 - Fax : 04 79 08 57 75
E-mail: lachaudanne@telepost.fr

LE MOTTARET
MERIBEL-MOTTARET - Laitelet
Tél : 04 79 00 47 47 - Fax : 04 79 00 40 08
E-mail: resa@eurogroup-vacances.com

A favourite with the British as well as the French, Méribel's position in the heart of the world-famous Three Valley ski area gives access to 600km of pistes and unlimited off-piste skiing. Unlike many purpose-built French resorts Méribel has retained its Alpine charm, consisting entirely of chalet-style wood and stone buildings.
The resort is situated between 1450m and 1700m, with the separate satellite village Méribel-Mottaret sited higher at 1700-1800m. Lower in the valley are several traditional villages, with Les Allues and Raffort linked to the main lift system by gondola. The neighbouring resorts of Courchevel, La Tania, Val Thorens and Les Menuires can all be reached quickly, making Méribel and Mottaret the ideal bases from which the explore the vast Trois Vallées.
Our chalets are situated in both Meribel and Mottaret, the first of which offers superb nightlife and varying activities with Mottaret offering a more French feel and instant doorstep skiing.
ARTILAR / EKSİLER
+ Dünyanın en büyük pist ağının ortasında bulunması.+ Modern, yokuş ve pistlerin arasında hızlı ve etkili ulaşım sistemi.+ Pist kalitesinin çok yüksek olması.+ Chalet tipi tatil köyü.- Tatil köyünün bir merkez etrafında toplu olmaması,bazı konaklanacak yerlerin pistlerden uzak olması.- Pahalı olması.
AKTİVİTELERİNDOORMeribel Olimpik Parkı ( Parc Olimpiuqe Meribel ) : Patinaj için buz alanı ve yüzme havuzu), Forme Meribel (kaplıca, sauna, spor salonu, bowling, bilardao), kütüphane, fitness center, hot-tub, 2 cinema ve konser salonu.OUTDOORGeziler, kar arabaları, bobsleigh, motor trekleri vs...






ARTILAR / EKSİLER

+Müthiş bir şehir, nefes kesen yokuşlar ama güvenilmez kar.
Her zaman kar seviyesini sorun. Hem pist içi (piste-on)
hem de pist dışı (piste-off) kayak yapma imkanını sunan büyük, çekici ve değişik alanlar.
+ Ortaçağ'dan kalma bir şehir merkezi...Harika...
+ Cıvıl cıvıl gece hayatı.
+ Pistlerin dışında da kayak yapma imkanı
( özellikle yeni başlayanlar için)
+ Ucuz ve kaliteli konaklama imkanları.
+ İnanılmaz güzel manzaralı dağ restoranları.
- Güvenilmez kar.
- Çok az sayıda profesyonel eğitimcilerin bulunması.
- Bağlantısız yokuşlar.
- Şehrin güzelliğiyle uymayan sıkışık trafik.
- Hayal kırıklığına uğratan bakım tesisleri.
- Kalabalık pistler.

Dünya Kupası'nın en zorlu pistlerinden biri olması nedeniyle Kitzbühel kayak merkezi olarak çok özel bir yerin imajını sağlamaktadır. Ama aslında buzlu veya sulu çamurlu pistlerde "özel bir yere" ait farklılıkları bulmak oldukça güçtür.

Özellikle aşağıdaki pistlerde kayak yapmak için uygun bir kara rastlamanız neredeyse imkansızdır. Ama bunun dışında da Kitzbühel'de hala çözülmesini bekleyen birçok diğer eksiklikler de var.

Bölgede birçok pahalı ve lüks otellerin bulunmasının yanısıra ucuz hostel ve konukevi tipli yerler de bulunmaktadır. Tabi ki düşük gelirli grupların ve özellikle de gençlerin tercih etmesi hiç de şaşırtıcı değildir.

Kayak: Kitzbühel'in pistleri dört ana bölgeye ayrılmıştır. İki büyük bölge tek yönlü pistle bağlıdır. Hepsinde de otobüs servisi mevcut. En büyüğüne Hahnenkamn'a gondola ya da iki teleferikle ulaşılabilir. Jochberg -Pass Thurn "kayak safarisinin" başlangıç noktası Pengelstein sayılabilir. Pengelstein'deki pist Trampelpfad'a kadar uzanmaktadır. Paralel pisti ise Steinbergkogel'de başlayıp Hechenmoos'ta bitmektedir. Jochenberg-Pass Thurn'u gezmenizi özellikle tavsiye ederiz.

türkiyede kayak merkezleri ve genel bilgiler


Kayseri'nin güneyinde, Kapadokya'nın doğusunda yer alan Erciyes Dağı sönmüş volanik bir dağdır. Kayseri sehir merkezine uzaklığı 25 km, yaklaşık 30 dk iken en yakın havaalanına ise 45 dakikalık bir sürüş mesafesindedir.
Yılın 150 günü dağda kar görmek mümkündür.Fakat kayak yapmak için en elverişli dönemler yılın 20 Aralık ile 20 Nisan arasıdır. Deniz seviyesinden maximum yüksekliği 2200- 3100 metredir.
Kayak merkezi; kayak turları, snow-board, summer skiing ve heli-skiing için oldukça elverişlidir. Dağda ayrıca 2 chair lift, 2 T bar, acil ilk yardım merkezi ve bir mobil klinik bulunmaktadır. Kayak ekipmanlarını kiralamak ve tecrübeli kayak hocalarından ders almak mümkündür.
Geniş bir alana sahip kayak merkezi şehir merkezine 25 km. uzaklıktadır. Bu alanda 3 adet mekanik tesis bulunuyor.Bunların 2 adedi teleski tesisi olup birincisi 1450 metre uzunluğunda ve 900 kişiliktir. Diğeri ise 1250 metre uzunluğunda ve 800 kişilik kapasitesindedir. Telesiej tesisi ise, 2250 metre uzunluğunda ve 370 kişilik kapasiteye sahiptir. Merkezde 300 metrelik iki adet baby-lift tesisi bulunan dağda bir kayak evi ve bir otel mevcut. 50-100 santimetreyi bulan kar kalınlığı için en elverişli aylar Aralık-Nisan ayları arasındadır.Ayrıca kayak merkezi; kayak turları, snow-board, summer skiing ve heli-skiing için oldukça elverişlidir. Dağda ayrıca 1 teleferik, 5 chair lift, 7 T bar,acil ilk yardım merkezi ve bir mobil klinik bulunmaktadır. Kayak ekipmanlarını kiralamak ve tecrübeli kayak hocalarından ders almak mümkündür.
Kayak merkezinde 1 adet telesiej ile Özel İdare’ye ait bir teleski tesisi bulunmaktadır. Telesiej alt istasyonunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bir kayak evi ile yeni teleski alt istasyonunda Özel İdare’ye ait bir otel bulunmaktadır.Telesiej tesisinin uzunluğu 3237 metre olup kapasitesi ise 300 kişi/saat. Halen 1900 kişi/saat kapasiteki 3 mekanik tesisin bulunduğu merkezde, kamu kurum ve kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme tesisi haricinde 1995 yılı içerisinde hizmete açılan 151 yatak kapasiteli konaklama tesisi mevcuttur. Şehir merkezinde Oral otel ve Büyük Erzurum Otelinde konaklama imkanı kayak merkezinde ise Dedeman Otelde konaklama imkanları Kayak sporundan başka kış sporları yapılmamaktadır.
Şehirdeki hastanelerden yararlanılmaktadır. Helikopter alanı yoktur. Kar aracı mevcuttur.
1 adet Güney Pistine telesiej olmak üzere 2 adet Telesiej tesisi ve Gondol Tesisi hizmete açılmıştır.
Ejder Pisti ve Kapıkaya Pisti olmak üzere Erzurum-Palandöken Kayak Merkezinde Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli Kayak Pisti mevcuttur.



Uludağ kayak merkezi Alp usulü kayak ve kayak turları için son derece elverişli bir yer. Dünyaca ünlü bu kayak merkezi Fatintepe ve Kuşaklıkaya tepelerinin üzerine kurulmuştur.



2543 metre yüksekliğe sahip olan Uludağ günümüzde Türkiye'nin en önemli kayak merkezlerinden biridir. Bursa'nın güney batısında bulunan dağda Milli Park dönüşen geniş bir orman da mevcut.
.


Mısırlar'ın Mismos, Romalılar'ın Calbyeers, Bizanslılar'ın Misolymp diye isimlendirdiği dağ; bir dönem Bizanslı Keşişler tarafından sığınak olarak kullanıldığı için Osmanlılar tarafından Keşişler dağı olarak bilinirdi.Yunan Mitolojisinde ise baş Tanrı Zeus'un ve diğer tanrıların Olympos olarak bilinen bu dağın tepesinde yaşadığı ve halkını ordan idare ettiği anlatılmaktadır.

selda teyzesinin kızıma hediye ettigi arabası

Mersinde tatilde tanıştıgımız selda hanım kızım için kendi bebegide küçük oldugu halde kendisi kullanmadan, bebek arabasını kızıma hediye olarak gönderdi .Teşekkürler selda teyzesi bu kadar güzel yürekli bir insanla tanıştıgım için çok mutluyum .İnanamıyorum sanki rüyada gibiyim böyle iyilik melekleri ile beni karşılaştırdıgı için rabbime şükürler olsun, arabanın tekerleklerini silip evin içinde de kullanıyoruz bizim arabamız baston tipi pusetti ve elifin ayakları yere degmesin diye iki tekerlegi üzerinde kullanıyordum bu araba herşeyiyle tam elife göre.Selda hanım gönlünüzden geçen bütün dileklerin gerçekleşmesini temenni ederim.

kızımın tekerlekli sandelyesi

şimdilik bu tekerlekli sandelyeyi evde kullanacagım selda teyzesinin gönderdigi pusetlede dışarda gezecek benim gezmeci kızım bu arada gezmeyi ve marketi çok seviyor



kızım için çok uygun tasarlanmış tekerlekli sandelyesi görüldügü üzere elifin fazlaca kasılması var ve bu da oturmasını engelliyor,kasıldıgı zaman kaymaması için bacak arasına engel konulmuş ayakları baglı oldugu için ayaklarınıda direyemiyor bu sayede zorla oturuyor umarım bu sandelyeden çabuk bıkmaz kızım bu kadar sıkıntı ile ne kadar dayanabilirse ama başka çaresi de yok sürekli ya yatmak zorunda veya benim kucagımda tutulmak zorunda

kızımın dogum hikayesi

İstenen merakla beklenen bir bebek ve bütün iyi dileklere ragmen hayata gözlerini sorunlarla açan melek kızım dogdu, odada bir telaş bir telaş ne oldu diye soruyorum cevaplayan yok .Yolunda gitmeyen birşeylerin oldugunu sezmiştim kızım hiç aglamadı ve mosmordu popoya vurmalar oksijen vermeler daha neler neler, kızımı hemen küveze koydular ne oldugunu sordugumda kızın oldu ama yaşarmı yaşamazmı biz bilemeyiz bakalım ne olacak denildi ve kızımın öpüp koklamadan benden ayırdılar.



Beni çoçuk bölümüne çıkarttılar yeni dogum yapmış olmamıza ragmen tek kişilik yataklarda ayaklı başlı yatıyorduk. Kızım küvezde yatıyor olsun canım iyileşsinde hiçbirşey önemli degil ben herşeye katlanırım bir taraftan kardeşini soran oglum cevapsız sorular kahrolmuştum hep dua ediyordum bir ara kızıma tomografi çekildi işte ozaman bebegimi kucagıma aldım kafası serumdan şişmişti mis kokusunu içime çektim allahım ne olur yaşasın diye dua ettim



Ondört günlük zor bir süreçten sonra hiçbirşey açıklanmadan çocugunuz hasta ama zamanla düzelir deyip bizi taburcu ettiler , evime ogluma kavuşmanın verdigi sevinçle evin yolunu tuttum

Evde yaşadıklarımı başka bir bölümde aktarayım

eve gelişimiz

ogluma 14 gün sonra kavuşmanın verdigi sevinçle sıkıca sarıldım hiç ayrılmayalım diye, kızımın aglaması hiç durmuyordu beslemeye çalışıyorum nafile sürekli aglıyor ve ben çaresiz ne yapacagımı bilmeden günler geçti. İlçede oturuyorduk kastamonuda çocuk doktoruna götürdük zaten kızımla hep o doktor ilgilenmişti gaz giderici ilaç fitil verip yolladı ama benim melegim yine huzuru bulamamıştı nerdeyse onbeşgünde bir doktora gidiyorduk .

artık kızım huzur bulamayınca biz doktor begenmemeye başladık ankarada hacettepede sabiha aysuna gittik zorlu bir bekleyişten sonra bizimle konuşmaya biraz olsun kızmın hastalıgını anlatmaya çalıştı eşimin tepkisi çok ilginçti hayır doktor hanım bizim kızımızda bahsettigin hastalıgın belirtisi yok geçeçek hastalıgımız demişti .kabullenme süreçimiz başlamıştı hep allahıma sıgınıyordum

nerden bilelim meleklerin özel annelere gönderildigini, hiç etrafımızda böyle bir hastalık görmemiştik ki serabral palsi ( beyin felçi )o gece sabaha kadar uyuyamadık . gece ve gündüz aglayan bir bebek ve biz hiçbirşey yapamıyorduk o doktor senin bu doktor benim dolaşıp duruyorduk

iki yaşına kadar ankara yolculugumuz devam etti bulundugumuz yerde özel egitim merkezi olmadıgı için memleketim kayseriye taşındık

elif'in beslenmesi (serabral palsili çocukların)



Aslında nereden başlayaçagımı bilemiyorum, kızımda yaşadıgım zorlukları başka annelerede yardımcı olması açısından yazmak istiyorum. Benim kızım cpli ve kuadiplejik olarak etkilenmiş, oturma yürüme baş kontrolü yok kasılmaları var düzenli olarak ilaç kullanıyor

BESLENMESİ: Kızım 7 yaşında olmasına ragmen hala zor besleniyor, geriye dönüp baktıgım zaman bunada şükür diyorum. Sıvı şeyleri bile zor yutarken şimdi biz ne yersek onu yiyebiliyor ama ezmek şartı ile önce yiyecegimizi çatalla iyice eziyorum yedirmeye çalışıyorum bazen çok rahat yerken bazı dönemlerde yutma problemi oluyor hemen blendrıma sarılıp iyice eziyorum nerdeyse çorba kıvamına getirdigim yiyecegi yediriyorum. Pes etmek yok, her seferinde önce iri şekilde deneyip ,yiyemezse blendrı devreye sokuyorum.ama şu anda özürlü çocuklar için verilen pediasure adlı mamayı yediriyorum severek içiyor ama nasıl, öbür çocuklar gibi dili ile kavrayamadıgı için mama meyve suyu paketlerinde kürdanla küçük bir delik açıp çubugu hava alamıyacak şekilde tam çubuk genişliginde delip ,kutuyu sıkarak mamanın akmasını saglıyorum ,yutana kadar bekliyorum yutunca tekrar aynı işlemi yapıyorum ve çok rahat içiyor.

Meyveleri rendedinin ince tarafından rendeleyip yediriyorum.Bazen portakalı agzına tutup suyunu akıtıyorum elimle sıkarak ama en büyük korkum beslenirken nefes borusuna birşeyler kaçırmak arada yutamadıgı dönemlerde bu zorlugu yaşıyorum.

Özel anneler yaşadıgım deneyimleri sizlerle paylaşmaya hazırım saglıcakla kalın

kızımın hamak sefası


kızımın hamak sefası

Piknige gittigimizde yanımızdan hiç ayırmadıgımız kendi ördügüm hamak hemen kurulur Elif hanım içine özenle konulur .Serabral palsili (cpli) çocukların hamakta daha rahat ettiklerini bir kitapta okumuştum,gerçekten hamakta elif hiç sızlanmaz ama uykuya daldıgını da görmedim benim kızım hamagı seviyor ve okuduklarım dogru galiba hamakta kasılmaları fazla olmuyor

elif'in agız ve diş bakımı

Elifde çigneme yok ve sürekli kullanması gereken ilaçları var buna birde agızda çıkan yaralar ve akan salyalar eklenince çürüklerin sayısında da bir artma görülüyor.Salyamız herzaman olmuyor ateşlendigi zaman veya agzında yara oldugu zaman çogalıyor. Kızımın dişlerini bir kaba su koyup macunu toplu igne başı kadar fırçaya sürdükten sonra kızımı kucagımda baş destegi saglayarak tutup dişlerine fırçayı sürüp kabın içinde fırçayı temizliyorum bu işlemi alt üst dişlerine sırayla uyguluyorum .Tabi agzını çalkayamadıgı için en son su içirip işlemi bitiriyorum.Diş fırçalama işini günde iki defa yapmak gerekirmiş fakat ben günde bir kez yatarken yapıyorum.

Kızım konuşamasada ben onunla normal bir çocuga olayları nasıl anlatırsınız aynen öyle anlatıyorum bak şimdi dişini fırçalayacagız diyorum ve agzını açar sanki alıştı .Zaten çok gülen bir çocuk agzı pekte kapanmaz.

Yaptıgım bir hatayıda yazmadan geçemiycem agzında sık sık pamukçuk oluşur ben karbonatın daha iyi temizliyecegini düşünerek agzını ve dişini sulandırılmış karbonatla silerdim.Karbonat diş etlerini tahriş edermiş onun için artık karbonatla agız ve diş temizligi yapmıyorum.

kabızlık




Başımızdaki bu kabızlık illeti ,kızımın peşini dogdugu andan itibaren hiç bırakmadı.Biz ondan kurtulmak için bitmek bilmeyen çözümler bulmaya çalışırken,hep hayatımızın korkulu kabusu olmaya devam etti.

Bugün zorlu günlerimizden biriydi, şu anda dafalak kullanıyoruz ve hergün dozunu çogaltarak verdigim bu ilaça güvenip yarın çişini kesin yapar diye umutla bekliyorum.Bana göre tamam fitil ile müdahaleye gerek yok. Ama olmuyor üç beş gün bekleniyor, yine degişen bir şey yok artık iyice sıkıntılanınca benim müdehale zamanımın geldigini iyice sıkıntı yaşayan melegimden anlıyorum.Önceleri bir fitil ile bu zorlu işimizi halledebilirken şu aralar lavman yapmazsam olmuyor ancak öyle rahatlıyor ,verilen duphalacla gaita yumuşak kıvamlı ama son aşamada birikip iyice kalınlaşıyor ve son aşaması ancak benim müdehalemle oluyor.

Elif hanıma yarın zeytinyagı içirmeye başlayaçagım tadını sevmesede mecbur kötü tadlı bir sürü ilaçları içiyor ya bunuda içmek zorunda.Aslında diyet (kabızlıkla ilgili)yaptık ,kayısı,erik bunları yedirmeye çalıştım az yedigi için bunlar kar etmedi.

Bu konuda doktorlarıda bıktırdım genelde makat agzı için anestol verip, fitil ve lavman türü şeyleri kullanmamam gerektigini söylüyorlar bende gerekmedikçe onları kullanmıyorum ama bilemiyorum bir çözüm önerisini bakarsınız bu yazımdan sonra bulabilirim.

Allah yar ve yardımcımız olsun hakkımızda hayırlısını versin.

bizde tatile gidiyoruz

Hep tatil yerlerinde yaşayıp sürekli tatil yapanlardan biriyken kayseriye taşınınca hiç tatile çıkamamaştık.Allah nasip ederse yarın ailece elife ragmen tatile gidiyoruz mersin silifkeye.Bakalım tatilde elifle neler yaşayacagız dönüşte sizlerle paylaşırım.Blogum önce allaha sonra sizlere emanet

TATİLDEN DÖNDÜK

Öncelikle benim yoklugumda bloguma ugrayan sevgili arkadaşlarım hepinize çok teşekkür ederim.

gelelim benim yolculuguma bir sürü hazırlıklar yapıldı ve ver elini tatil denip yola çıkıldı yolda elifim biraz huzursuzlandı araba sesi onu rahatsız ediyor ve aglıyor.Elifin huzursuzlugu sıcaktan bunalmış vaziyette silifke kapızlıda ki yerimize ulastık nasıl sıcak kendimizi kaybettik bizimkiler hemen denize ben ise elifi duşa soktum ama odada sürekli klima çalışıyor iki gün kendimize gelemedik.Neyseki bir yagmur yagdı ve biz nefes alabildik bu arada burada yaşayanlar ne yapıyor diyede düşünmeden edemedim Allah onlara kolaylık versin.

Elifle denize sabah akşam girdik ama elif denizde başka bir dünyada gibi gözlerini hiç açmadan giymiş oldugu can yelegi ile kıpırdamadan sırt üstü yattı devrilmesin diye sadece ayaklarından tuttum.Son zamanlarda alıştıgı için denizde gözünü açıp etrafındaki çoçuk çıglıklarına gülmeye başlamıştı bu sefer sudan çıkınca aglamaya başlamıştı. serabral palsililer için su terapisini okumadan gittigim için çok pişman oldum

Korktugum gibi elifin bana eziyeti olmadı sadece yemek yedirirken zorlandım bir sürü gözün beni izledigini ve ev ortamı gibi rahat olmayışı biraz beni sıkıntıya soksada çok şükür bunun altından kalkmayıda becerdim.Sıcakların etkisi ile elifle fazla gezemedim.yinede herşey çok güzeldi kısa bir an olsada farklılık bizim için iyi oldu(özellikle benim için)

9 Eylül 2008 Salı

elif'in eeg çekimi

Sevgili kızım elifle beraber üç aylık dönemler halinde (eeg) çektiriyoruz.Kayseriye ilk geldigimiz senelerde yine eeg çektirmeye gidecegiz bizim cadıyı bir türlü uyutamıyoruz bu filmin derin uykuda iken çekilmesi gerekiyor bu tür hastaların sinir sistemleri zarar gördügü için uyku ilaçları falan çok zor etkiliyor, bizde bunu bütün gece uyutmayalım hastanede uyur diyerek ailece gece boyunca elif hanımı uyanık tutmaya çalıştık sabah 6-7 civarında bizim kız biz ne yaparsak yapalım uyuklamaya başladı oh be dedim hastanede ilaçsız kesin uyur diye düşünerek hastahanenin yolunu tuttuk o gün akşama kadar dayandı akşamüstü zor uyutup (eeg)sini çektirebilmiştik

Geçen hafta yine (eeg) çektirmek için hastane yollarındaydık iki defa uyutulması için ilaç almasına ragmen uyumadı ; öyle bir sabretmeye, öyle bir hastaneye alışmışız ki biz gayet sakin bir şekilde tekrar randevu alıp evin yolunu tuttuk .Bu gün bizim büyük günümüzdü gece 3,5 ta kızımı uyandırdık önce babası nöbet tuttu sonra ben nöbeti devraldım ve bu gün verdikleri uyku ilacının dozunu biraz daha yükselttiler ve (eeg)miz başarılı bir şekilde çekildi, çekim bitti bizim hanımefendi hareketsiz arabasında hala uyuyor bu sefer aklıma neler geldi neler, zorla uyandırmaya ugraştım gözlerini açınca rahatladım çok şükür bu işi de bu gün kolayca atlattık

Selda hanımdan allah razı olsun iyiki arabayı yollamış hastanede elif beni hiç yormadı,hepinize saglıklı günler dilerim

dünyanın yeni yedi harikası


Tac Mahal (M.S. 1630) Agra, Hindistan Bu çok büyük anıt cami beşinci Müslüman Moğol İmparatoru, Jahan Şahın emir üzerine, vefat eden çok sevdiği karısının hatırasına ve onuruna inşa edilmiştir. Beyaz mermerden yapılan saray duvarlarla çevrili bahçelerin içinde yer almaktadır. Tac Mahal Hindistan’da Müslüman sanatının en mükemmel bir mücevheri olarak kabul edilmektedir. Daha sonra İmparatorun burada hapsedildiği ve Tac Mahal’i koğuşunun sadece küçük bir penceresinden gördüğü söylenmektedir.

Giza Piramitleri (M.Ö. 2600 - 2500), Mısır En eski ve tek ayakta duran Eski Harika olan Giza Piramitleri sanat ve tasarımda bugüne kadar eşi olmayan mükemmelliğin kanıtlarıdır. Hanedanlarına aynı zamanda tanrılarına hizmet etmek isteyen planlamacılar ve mühendisler tarafından yapılmışlardır. O devirlerde felsefe yoktur ve yaratma hiç bir sorgulamaya tabi değildir. Piramitler sonsuza kadar kalmak üzere yapılmış kusursuz yapıtlardır

Petra (M.Ö. 9 – M.S. 40) Petra, Ürdün Arab Çölünün bir ucunda bulunan Petra, Kral IV. Aretas’ın (M.Ö. 9 M.S. 40) imparatorluğu Nabataean’ın muhteşem başkenti idi. Su teknolojisi konusunda uzman olan Nabateanslılar şehirlerini büyük su kanalları ve su hazneleriyle donatmışlardır. Greko-Roman örneklerine uygun olarak tasarlanmış bir amfiteatr 4000 kişiyi ağırlayacak kapasitededir. Bugün Petra’nın Mezar Sarayı, 42 metrelik Helen sitili El-Deir Manastırının tapınak duvarıyla Orta Doğu kültürünün göz kamaştıran bir örneğidir


dünyanın yeni yedi harikası

Neuschwanstein Şatosu (1869 -1884) Schwangau, Almanya Neuschwanstein Şatosu şato ve kalelerin stratejik olarak gerekli olmadığı bir devirde inşa edilmiştir. Bunun yerine, sadece bir fantezi olarak tasarlanmıştır – dağlar ve göllere tamamen uygun olarak düzenlenmiş kule ve surların harikulade ve romantik bir tasarımı. Birçok değişik mimari sitili ve ince elişçiliğini barındıran eser, büyüklerin olduğu kadar çocukların da nesiller boyunca ilham kaynağı olmuştur.
Machu Picchu (1460-1470) Machu Picchu, Peru Inka İmparatoru Pachacutec 15. yüzyılda Manchu Picchu (“Eski Dağ”) olarak bilinen dağda bulutlar içinde bir şehir inşa ettirmiştir. Bu muhteşem yerleşim merkezi And platosundan başlayarak balta girmemiş Amazon ormanlarının Urubamba Nehrine kadar uzanmaktadır. İnkalar tarafından çiçek hastalığı salgınından dolayı terkedilmiştir. İspanyolların İnka İmparatorluğunu ele geçirmelerinden sonra şehir üç yüz yıl boyunca “kayıp” olarak kalmış ve 1911 yılında Hiram Bingham tarafından tekrar bulunmuştur





Kremlin ve Kızıl Meydan (1156 - 1850) Moskova, Rusya I.Ivan’ın malikânesi olarak inşa edilen Kremlin sarayı 1917 Rus İhtilaline kadar Rus Çarlarının resmi sarayıdır. Halen bugün Başkanın çalışma ofisi olarak kullanılmaktadır. Kremlin Sarayının önü Kızıl Meydan’dır – birçok kişinin 1 Mayıs gösterileriyle bağdaştırdığı etkileyici ve muhteşem bir meydan. Meydanda ayrıca 1550 yıllarında Korkunç Ivan’ın Kazan Moğol kalesini ele geçirmesinin onuruna yapılan St Basil Kilisesi de bulunmaktadır.

dünyanın yeni yedi harikası

Kiyomizu Tapınağı (749 - 1855) Kyoto, Japonya M.S. 794 yılında planlanan Kyoto saray ve tapınakları Jopanya imparatorlarının ve şogunların 1000 yıldan fazla oturma mekânı olmuştur. Japonya İmparatoru Gosho İmparatorluk Sarayında taç giyer. Diğer önemli yapıtlar arasında Higashi Nonganji ve Nishi Hoganji tapınak komplekslerini, “Altın Malikâne” ile Kinkakuji Tapınağını ve “Berrak Suları” ile Kiyomizu Tapınağını sayabiliriz. Kyoto siteleri tarih boyunca birçok defalar yıkılmış ve yeniden yapılmıştır ve Asya’nın en önde gelen kültür miraslarından biridir.

Aya Sofya (M.S. 532 - 537) İstanbul, Türkiye Aya Sofya İmparator Jüstinyen’in saltanatı sırasında, Bizans’ın güç ve etkinlik açısından en güçlü olduğu zaman inşa edilmiştir (M.S. 532-537). Mimari yapısının önde gelen özelliği olan masif kubbesi camilerin mimarisinde örnek olarak alınmıştır. Gerçekte, Bizans’ın yıkılmasından sonra Aya Sofya bir Osmanlı camisine dönüştürülmüştür. Bugün müzeye dönüştürülen abide Müslümanlara olduğu kadar ve Hıristiyanlara da hizmet vermektedir.


dünyanın yeni yedi harikası

Çin Seddi (M.Ö 220 ve M.S. 1368 - 1644) Çin Büyük Çin Seddi mevcut surları birleştirilmiş bir savunma sistemi şeklinde birbirine bağlamak ve Çin’i Moğol saldırılarından korumaya için yapılmıştır. İnsan eliyle bugüne dek yapılmış en büyük ve uzaydan görülebilen tek abidedir. Bu anıtın yapımında binlerce kişi hayatını kaybetmiş olmalıdır.

Eiffel Kulesi (1887 - 89) Paris, Fransa Mimar Gustave Eiffel’in eseri olan bu muhteşem çelik kule Paris şehrinin olduğu kadar Fransa’nın da sembolü haline gelmiştir. Yapıt sadece bütün dünyada tanınmakla kalmayıp muhtemelen Batı Dünyasının en popular mimari yapılarından biri olma özelliğini de taşımaktadır. Empire State Building’in inşasından önce dünyanın insan yapısı en yüksek yapıtı olma unvanına sahipti. Kule her yıl altı milyon insan tarafından ziyaret edilmektedir.


Roma Coliseum’u (M.S. 70 - 82) Roma, İtalya Roma şehrinin merkezinde bulunan bu muhteşem amfiteatr başarılı lejyonerlerin ve Roma İmparatorluğunun onuruna inşa edilmiştir. Dizayn tasarımı bugün dahi geçerli olan bir anıttır ve yapılışından 2000 yıl sonra modern stadyumlar Coliseum’un orijinal tasarımından etkilenmektedirler. Bugün, filmler ve tarih kitapları vasıtasıyla bu arenada seyircilerin beğenisine sunulan acımasız dövüşler ve oyunlar hakkında daha fazla bilgi sahibiyiz.






Kurtarıcı İsa Heykeli (1931) Rio de Janeiro, Brezilya Bu İsa heykeli 38 metre yüksekliğindedir ve Rio de Janeiro şehrine tepeden bakan Corcovado Tepesinin üzerine yerleştirilmiştir. Brezilyalı Heito da Silva Costa tarafından tasarlanan ve Fransız heykeltıraş Paul Landowski tarafından gerçekleştirilen bu anıt dünyanın en çok tanınan anıtlarından biridir. Heykelin yapımı beş yıl sürmüştür ve Ekim 1931’de açılışı yapılmıştır. Ziyaretçileri kollarını açarak karşılayan heykel şehrin ve Brezilya halkının sıcaklığının sembolü haline gelmiştir.




Chichen Itza piramidi (M.Ö. 800 öncesi) Yucatan Yarımadası, Meksika Chichen Itza piramidi (M.Ö. 800 öncesi) Yucatan Yarımadası, Meksika Chichen Itza, Maya medeniyetinin ekonomik ve politik merkezi olarak hizmet vermiş en meşhur Maya tapınak sitesidir. Değişik yapıları –Kukulkan piramidi, Chac Mol Tapınağı, Bin Kolonlar Geçidi, Tutukluların Oyun Sahası – bugün dahi harikulade bir mimari alan ve mekân düzenleme göstergesi olarak kendini göstermektedir. Piramidin kendisi Maya tapınaklarının en sonuncusu hiç şüphesiz en büyüğüdür.






Angkor (12. yüzyıl) Kamboçya Angkor Güney Doğu Aysa Khmer İmparatorluğunun en önemli abidesi ve dünyanın en büyük tapınağıdır. 12. yüzyılın başında Kral Survayaman döneminde inşa edilmiş olan Angkor muhteşem güzelliği ve detaylı işlemeleriyle dikkat çekmektedir. Su kanalları, eşmerkezli duvarları ve muhteşem tapınak tepesiyle, çevrede denizler evrenin merkezinde Meru tepesi olmak üzere, Angkor Wat Hindi Kozmosunu temsil etmektedir.







Atina Akropolü (M.Ö. 450 - 330) Atina, Yunanistan Atina’nın “Kutsal Kayası” olarak bilinen yerin üzerine inşa edilmiş olan Akropolün amacı şehir vatandaşlarına kudret ve koruma sağlamaktı. Akropol tapınakları eski ve yeniçağın en ünlü inşaat abidelerinden biri haline gelmiştir. Bugün, özellikle Panteon Yunan Medeniyetinin bir sembolüdür. Tapınağın grafik görüntüsü UNESCO logosunda kültür ve eğitimi temsil etmektedir.







Elhamra (12. yüzyıl) Granada, İspanya 13 hektar bir alana kurulu saray cezp edici freskleri ve iç detayları ile ünlüdür. Mağrip mimarisinin dünyadaki en güzel örneklerinden biri olan yapı aynı zamanda Avrupa’da en çok ziyaret edilen turistik yerlerden biridir.

















arapaşı çorbası

MALZEMELER
1 adet tavuk
1 talı kaşığı kırmızı biber ve domates salçası karışık,
3 tatlı kaşığı un
1-2 kaşık sıvı yağ, tuz, limon suyu, bolca acı biber

YAPILIŞI
Tavuğu temizleyip yıkayın, sonra düdüklünüze tavuğunuzu koyun ve üzerini geçecek seviyede su ilave edin ve tuzunu koyun.
Ayrı bir tavanın içinde 3 tatlı kaşığı ununuzu kavurdum ve soğuduktan sonra içine tavuk suyundan ilave edin.
Çorbayı yapacağınız tencerenize yağı ilave edin ve salçayı biraz kavurun bu aşamada bolca acıbiber ilave edin.
Sonrasında üzerine 4 su bardağı tavuğun suyundan ilave edin.
Kaynamaya başlayınca suyla incelttiğiniz ununuzu azar azar çorbanızın içine ilave edin ve 5-10 dakika kaynatın. Bu arada tuzu az ise tuz ilavesi yapın.
Ocaktan indireceğinizde içine limon suyu ekleyin.
Didiklediniz tavugu ilave edin

8 Eylül 2008 Pazartesi

iftar için çarşaf böregi



Hamuru için;
1 kg. un
Yeterince tuz ve su

İç:
4 orta boy patates
2 soğan (istenirse arttırılabilir)
150-200 gr. kıyma (tercihen, olmasa da olur)
Kırmızı biber
Tuz

Yufkaların arasına sürmek için bir buçuk bardak sıvı yağ.

Hamuru hafif ılıklaştırılmış suyla yoğurduktan sonra 5-6 parçaya ayırın. Her bezeyi oklava ya da merdane yardımıyla kalınca ( ~20 cm çapında) açın. Bezeleri uygun bir yerde üzerini bolca yağlayıp 15-20 dk. dinlendirin.

İçi hazırlamak için patatesleri ve soğanları -haşlamadan- ince ince doğrayın.

(Rendelemek asla iyi sonuç vermez. sulanır ve börek kaskatı bir şey olur. Çiğden konulursa pişmez diye de endişelenmeyin. Patates de soğan da harika pişiyor. Hatta daha güzel oluyor. Çünkü hazırladığımız bu yufka satın aldıklarımızdan epey farklı. Hazır yufkada bu malzeme çiğ kalabilir ama bunda kalmıyor.)

Ve kıyma, tuz ve biber eklenir. (Kıymayı isterseniz ayrı bir yerde kavurup ekleyebilirsiniz/tercihen)

Bu arada dinlenmiş olan bezeleri temiz bir çarşaf üzerine alın ve kenarlarından çekiştirerek büyütün. Yağ ile dinlendiği için muhtemelen kolaylıkla açılacaktır. İki üç kişiyle çok daha kolay oluyor ama tek başına da zahemtsizce yapılabilir. (Ben kenarlarında kalan kalın yerleri kesmeyi tercih ediyorum. Yufkanın her tarafı eşit incelikte kalması için. Kestiğim bu hamurları buzluğa kaldırıp sonradan kullanıyorum.)

Yufkayı yeteri kadar incelttikten sonra yine üzerine hafifçe yağ ve hazırladığımız patatesli içi serpilir.
Çarşafın bir kenarından tutup yavaşça kaldırın. Yufkayı ortaya kadar rulo halinde sarın. Sonra aynı işlemi çarşafın karşı ucundan tutarak yapın. Yufka karşılıklı iki rulo halinde sarılmış oldu. İsterseniz tek rulo olarak da sarabilirsiniz. Ama iki tane olursa daha güzel pişiyor. Sonra kendi etrafında döndürerek yuvarlak bir şekil almasını sağlayın. Yağlanmış tepsiye dizin. Üzerine sadece yağ sürerek fırına atın. (Yoğurt yumuşak yapar, çıtır olmaz) Önceden ısıtılmış fırında böreklerin altını ve üstünü kızarana dek pişirin.

Afiyet olsun..

7 Eylül 2008 Pazar

ilginç mimari özellikleri olan butik oteller



WHY? More than a hotel, this 60-acre resort, inspired by an ancient Lanna palace and grounds, is like a small city, with mod-cons-packed luxury villas overlooking paddy fields, a temple-like spa and even a crafts centre and cookery school.
WHERE? Chiang Mai in northern Thailand. Travel overnight from Bangkok aboard the opulent Eastern & Oriental Express and watch the landscape change from city sprawl to jungle from the comfort of the observation deck.
STAYING IN The jaw-dropping spa, modelled on a Mandalay palace, is a destination in itself and the treatments – including Ayurvedic, Thai and Western therapies – are second to none. Try a Watsu pool treatment, where you're guided through water by a masseur. It feels as if you're dancing on air. When you've been pampered to within an inch of your life, indulge your culinary senses at Le Grand Lanna, a tree-house-style Thai restaurant where branches weave between the tables, and even the humble chicken satay is raised to gastronomic heights.
OUT AND ABOUT Visit one of the local elephant sanctuaries, and take a ride upstream atop a majestic animal to a remote tribal village hidden in the lush jungle surroundings.
STYLE STEAL Combine highly polished dark-wood floorboards with creamy-white paints for the ultimate in colonial-style chic.
MORE INFO From £2,580 per person (with two people sharing). Based on 16 September 2008 departure. Includes: two nights (room only) at The Oriental Bangkok in a Superior River Wing room, one night (full board) in a State Cabin on the Eastern & Oriental Express, six nights (room only) at Mandarin Oriental Dhara Dhevi in a Colonial room, return flight from London Heathrow (British Airways economy), one-way flight and private car transfers from Chiang Mai to Bangkok (Thai Airways). 01244 897515, elegantresorts.co.uk.

NEXT HOTEL - Jia Shanghai, China

saglıklı bir yaşama sauna ile merhaba deyin



Zayıflama ve Kilo Kontrolü sağlar...

Yine SunCare ısı sistemi ile derinden ısınan vücut hızlı yağ yakmaya başlar.Vücudumuzda yağ tabakası derinin yaklaşık 1 cm altından itibaren başlar.Klasik saunalarda sıcaklık derinin 0,5 - 1 cm altına işleyebilirken, SunCare`de ısı derinin 4 - 4,5 cm altına kadar etki ederek yağ hücrelerini rahatlıkla parçalayabilir.Bu sayede bir seansta 600 kalori yakabilirsiniz.Bu da normal bir insanın düzenli olarak SunCare`i kullanması durumunda ayda ortalama 3 - 5 kilo vermesini sağlayabilir.

Aşağıdaki tabloda yapılan yarım saat yapılan spor çeşitlerine göre yakılan kalori miktarını görebilirsiniz.SunCare`in sizin için ne denli önemli olduğunu bu tablo ile fark edeceksiniz. Konu ile ilgili daha detaylı bilgi için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi`nde yayınlanan yazıyı burayı tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Spor Yakılan Kalori
Maraton Koşusu 590
Yüzme 300
Koşu 300
Tenis 265
Bisiklet sürmek 225
Yürüyüş 150


Kalp Damar Sistemini Çalıştırır...

SunCare derin ısısı ile kan damarlarını genişletir.Bu sayede temiz kanın vücudun en uç noktalarına kadar rahatlıkla ulaşmasını sağlar.Hiper tansiyona karşı etkilidir.Kollesterolü düşürür. Kalp ve nabız atımını düzenler.Yarım saatlik bir SunCare kullanımı ile artan kan dolaşım hızı sayesinde kalbin ciddi ve programlı bir spor aktivitesindeki gibi düzenli çalışmasını sağlar.

Cildinize kaybettiği esnekliği geri kazandırır, güzellik verir...

Derinin altında biriken yağları, toksinleri, kimyasalları ve diğer zararlı maddeleri terleme ile dışarı atar. Bu sayede selülit, akne, egzema ve benzeri cilt rahatsızlıklarından kurtarır. Deriye esnekliğini ve yumuşaklığını geri kazandırır.

Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kandaki kümelenmiş akyuvarları uyararak aktif olmalarını sağlar. Genel vücud sisteminin düzenli olarak çalışmasını da sağladığı için bağışıklığı güçlendirir. Derin ısı sistemi ile kış üşümelerini azaltır, soğuk alğınlığı durumlarında da oldukça etkilidir.

Ağrı Gidericidir...

Vücudun kendi ağrı kesicisi endorfinin salgılanmasını sağlar. Endorfin morfinin bin katı daha güçlü ve vücudun kendisi tarafından doğal olarak üretilen bir salgıdır. Bu sayede kas, kemik sisteminden ve eklemlerden kaynaklanan her tür ağrıyı giderir, sizi rahatlatır. Kireçlenme durumlarında da etkisini hızla görebileceğiniz bir sistemdir.

Rahatlamanızı ve Dinlenmenizi Sağlar...

SunCare kronik yorgunluk, stress, depresyon ve bitkinlik durumlarında etkisini hemen görebileceğiniz hızlı bir şekilde rahatlayableceğiniz bir sistemdir.

Gerçek bir yaşlanmayı engelleyici (Anti-aging) sistemidir...

Yukarda saydığımız tüm özellikleri ile iç organları, salgı bezlerini uyarır. Ve genl vücud yapısını tekrar düzenler.Erkeklerde erkeklik hormonunu, kadınlarda kadınlık hormonunu salgılattırır. Vücud üzerindeki yıpranmaları azaltarak yaşlanma etkilerini en aza indirir.

Kısacası bölgesel etkilerde bulunan basit anti-aging ürünlerine kıyasla tam bir anti-aging sistemidir.

6 Eylül 2008 Cumartesi

gelin hamamı

Gelin hamamı, Osmanlı'dan beri varolan bir gelenek ama modernleşme, şehir hayatı gibi faktörler bu geleneğin ortadan kalkmasına neden olmuş. O dönemlerde hamamda gelinin kınasını yakıp onu güzel bir evlilik için son kez akrabalarıyla bir arada eğlenme imkanı sunarlarmış. Günümüzde bu geleneği yeniden yaşatan yerler var. Erkekler evlilik öncesi arkadaşlarıyla bir araya gelirken artık kız tarafı da hamamda eğlenceyi katılıyor. Üstelik bu hizmet hemen her kesimden de büyük ilgi görüyor. Gelin hamamına girenler bikinilerini de getiriyor. Üzerine peştemallerini sararak ellerinde mum ve kınalarıyla geline eşlik ediyorlar. Geçmişten günümüze ulaşan bu gelenek artık daha alternatif şekillerde de yapılabiliyor. Kimisi yalnız gelin hamamında eğlenmek isterken, kimileri de hamam sonrasında erkek tarafının da katıldığı bir kokteyl ile eğlencesini renklendirmek istiyor. Kısacası seçenek çok. Amaç hafızalardan kolay kolay silinmeyecek eğlencelere imza atmak.

Nes Woman Club'ın hizmetleri arasında olan Gelin Hamamı oldukça popüler.

Sırada beklemek yok

Bostancı'da mevsime uygun olarak gelin hamamı hizmeti veren Nes Woman Club'ta elbette yalnızca hamam bulunmuyor. Burası kadınlar için tasarlanmış bir terapi merkezi gibi. Çünkü deniz otobüslerinin tam karşısında bembeyaz bir bina olarak gözünüze çarpan mekana girdiğinizde yüzünüzde bir gülümseme oluşuyor. Bunun nedeni ise mekanın alışılagelmiş güzellik merkezlerinden farklı olarak dizayn edilmesi. Çimlerin üzerine atılmış puflarda kahvenizi yudumlarken bir yandan da manikür ve pedükürünüzü yaptırabiliyorsunuz. Hamakta kitabınızı okuyup bir şeyler atıştırdıktan sonra saunada ter atabiliyorsunuz. Randevu sistemiyle çalışıldığı için de sıra beklemek gibi bir şey söz konusu bile değil. Mekanda hizmet anlamında yok yok... Makyaj, manikür, pedikür, cilt bakımı, zayıflama, kuaför, solaryum, hamam, Uzakdoğu masajları, buhar odası, şok havuz ve jakuzi bulunuyor. Aylık, üç ya da altı aylık ve senelik üyelik sistemi de hizmete girmiş. Ancak hizmetlerden yararlanmak için randevu almanız şart.

Nes Woman Club'un sahibi Aynur Günaydın 'Benim böyle bir mekanı kurma sebebim aslında kendi isteklerimden yola çıkmamla oldu. Kendi görmek istediğim hizmetleri bir araya getirerek bunlardan herkesin yararlanmasını istedim. Çok titiz bir insanım. Dolayısıyla gittiğim güzellik merkezleri için de zor müşteriyim. İnsanların keyifle gelebileceği, güler yüzle ayrılabileceği, hizmetten memnun kaldığı bir terapi merkezi gibi düşündüm. Mekanı düzenlerken aynı zamanda keyifli vakit geçirilebilecek bir yer olmasını çok istedim' diyor.

İki ay önce açılan mekanın en çok ilgi gören hizmetlerinin başında ise gelin hamamı geliyor. Evlilik öncesi gelini hazırlayan güzellik uzmanları, cilt ve vücut bakımı, solaryum, masaj derken son olarak da gelin hamamı için gerekli tüm altyapıyı sağlıyorlar. Bu hizmetlerin tümüne de aslında 'Gelin paketi' deniliyor. Evlilik tarihinden on gün önce mekana gelip bu unutulmaz gün için son hazırlıkların yapılması amaçlanıyor. Gelinin tüm ihtiyaçları karşılandıktan sonra da sıra gelin hamamına geliyor. Bu amaçla gelen her misafire bir dolap anahtarı veriliyor. Dolapta havlu, peştamal, takunya ve şampuan bulunuyor. Darbuka ve tef de onlardan...

Hamam Kültürü - Türk Hamamı

--------------------------------------------------------------------------------

Suyun İçine İşleyen Kültür: Türk Hamamı
Sıcaktan al al olmuş yanaklarıyla kadınlar uzanır göbek taşına… Börekler açılır akşamdan, tatlılar hazırlanır, şerbetler konur taslara… Şarkılar yükselir hep bir ağızdan, keyifli sohbetler edilir… Hep bir sebep bulunur bu güzelliği paylaşmaya…
Aydınlık ve geniş bir mekânın ortasında, elli dereceye varan sıcaklıkta, günün yorgunluğunu iri kıyım tellağın kesesi ve ovuşlarıyla geride bırakan bedenler... Dört yanı çeviren işlemeli mermerden duvarları ve yüksek kubbeli yapısıyla sadece temizlenilen bir yer değil, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçası… Tellağı, natırı, külhanbeyi ile yaşayan ve kuşaklar boyu aktarılan bir kültürün simgesi... Birçoğumuzun çocukluk yıllarında tanıştığı haz…
Hamam, Anadolu kültürünün oldukça önemli bir parçası. Tarih sahnesine 6 bin yıl önce Sümerlerle çıkmış, ardından tarihte adı geçen hemen her medeniyetin kültürel bir parçası olmuş. En anlamlı ve en sık “Türk” adıyla söylenegelmiş. Öyle ki turistler, “Türkiye” dendiğinde, akıllarına gelen ilk şey olarak, çoğunlukla “Türk hamamı” derler.

Türk hamamı, Türk banyosu geleneğinin, XV. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’nun hamam kültürüyle birleşiminden ortaya çıkan bir yapıdır. Bu tarihten başlayarak ülkenin dört bir yanında inşa edilen hamamlarla 17. yüzyılda, sadece İstanbul’da, yaklaşık 15 bin hamam olduğu biliniyor. Bu devirde insanlar, çeşitli fırsatları kollar, birçok nedenle (nefse, gelin, güvey, adak, kırk, sünnet hamamı; hamamda kız beğenme...) hamama giderlerdi. Hamamlar, kapalı Osmanlı toplumunda, zevk ve eğlencenin her çeşidinin yaşandığı mekânlardı. Erkek ve kadın hamamının ayrı olmadığı "tek hamamlar"da, çoğunlukla gündüzler kadınlara ayrılırken, erkekler ise sabah erken saatlerde ya da gece yıkanırdı.
Bugün, ülkemizin bazı bölgelerinde tarihe tanıklık etmiş ve hâlâ işler durumda olan hamamlarımız yok değil… İstanbul başta olmak üzere birçok şehrimizde (Bursa, Afyon, Kayseri, Mardin vb.) tarihi hamamlara ve hamam müdavimlerine rastlamak mümkün.
Türk kültürünün önemli bir parçası olan hamam sefasını yaşamak isteyenler için, özellikle İstanbul’da, Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan hamamlar, yerli ve yabancı turistlerin rağbet ettiği mekânlar arasında. Tarihi hamamlarımızın yanı sıra, günümüzün modern Türk hamamları da bu kültürümüzün yaşamasına imkan tanımakta. Bunun yanı sıra birçok lüks otel, bünyesinde işlettiği küçük Türk hamamlarıyla bu hazzı konuklarına sunuyor.

Hamamın insan sağlığına yararı çoktur. Uzun süre kalmamak kaydıyla, sıcak su ve sabunla yapılacak temizlik için en uygun yer olan hamamda, terleyen vücudun, lif ya da keseyle ovularak yıkanması, kan dolaşımını hızlandırdığı için rahatlatlık hissi verir.

Türk hamamı başlıca üç bölümden oluşur:
Soyunma yerleri: Geniş bir sofa ve bunun çevresinde bölmeli sekiler bulunur. Yıkanan kimseler, bu sekilerde uzanıp dinlenirler.
Yıkanma yerleri: Soğukluktan geçilerek girilir. Burası da bazı bölümlere ayrılır. “Kurna başı” denilen, herkesin teker teker yıkandığı yer; “halvet” adı verilen, kapalı ve yalnız başına yıkanma hücreleri; bir de üzerine uzanıp ter dökülen “göbek taşı”. Göbek taşı, hamamın mermer kaplı zemininden daha yüksek yapılmıştır ve çeşitli geometrik şekillerde olabilir.
Isıtma yeri (külhan): Hamamın altında ateş yanan yerdir. Alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan, duvar içlerinden geçer, "tüteklik" adı verilen bacadan çıkar.

Türk hamamına özgü terimler:
külhan: Hamamların ısıtıldığı, kapalı ve geniş ocak
sıcak halvet: Külhanın üstü
soğuk halvet: Külhana uzak olan yer
natır: Müşteriyi yıkayıp keseleyen kadın çalışan
tellak: Müşterileri yıkayıp keseleyen erkek çalışan
peştemal: Örtünmek için kullanılan ince dokuma

hamam kültürümüz

Rus milyonerlere lüks Türk hamamı!
Rus dolar milyonerleri, Türk hamamında ter dökecek. Rixos grubu, Moskova’da yıllık ücreti 40 bin dolar olan, dünyanın en lüks sağlık merkezini yeni zengin Ruslar için açtı
TURİZM alanında yaptığı “ultralüks” yatırımlarla tanınan Rixos grubu, Rusya’nın başkenti Moskova’nın merkezinde ‘’VIP’’ Spa merkezi açtı. Prestijli iş merkezinde 4 bin 500 metre kareye kurulan dünyanın en büyük spa merkezinin açılışına çok sayıda Rus dolar milyoneri katıldı. Dünyanın en büyük hamamı Rixos grubuna ait merkezde, dünyanın en büyük hamamı, kar odaları, özel aroma odaları, bakım odaları, kuaför, cilt bakım odaları, uzak doğu masajları, solaryum, büyük yüzme havuzu ve yüzme havuzunun yanında ısıtmalı kum plaj bulunuyor. Personelin de özel olarak Rixos grubu tarafından eğitildiği merkezde Hindistan’dan yoga ustası, Tayland’dan gerdirme uzmanı, Bali’den taş masajcısı ve Türkiye’den eğitimli kuaförler hizmet veriyor. Malzemeler Türkiye’den Merkezde ayrıca, VIP müşteriler için 4 restoran ve bar yer alıyor. Nargile odalarıyla Osmanlı kültürünün yansıtıldığı tesisin açılışında, hamamlardaki tellakların etrafında göbek atan dansözler davetlilerin ilgisini çekti. 10 milyon dolara mal olan tesisin malzemelerinin büyük bölümü Türkiye’den getirildi. Daha çok VIP müşterilere hizmet verecek olan tesiste altın üyelik için yıllık 40 bin, gümüş üyelik için 20 bin, jimnastik aletleri ve saunalar için de 3 bin 800 dolar ödenmesi gerekiyor. Tesis daha açılmadan binlerce kişinin altın üyelik için kişi başına 40 bin dolar ücreti yatırdığı kaybedildi.

3 Eylül 2008 Çarşamba

::))))

Londra heathrow havalanında unutulan eşyalar içinden çıkmış

2 Eylül 2008 Salı

bu evde herşey ters (burada yaşamak istemezdim)

Antalya'nın alanya ilçesinde bir turizm kompleksi içinde inşa edilen ve tanıtım ofisi olarak kullanılan ters ev büyük ilgi görüyor